Evden Ayrılma Şekli İtibariyle Kadının Ziynetleri Götürme İmkanı Olduğu Anlaşılmıştır
Yargıtay Kararı: 3HD E. 2016/17620, K. 2018/5718
Davacı dava dilekçesinde ziynetleri alamadan müşterek konuttan ayrılmak zorunda kaldığını belirtmiş, 01.04.2016 tarihli duruşma sırasında; ziynetlerin davalı askerdeyken kayınpederi tarafından elinden alındığını, Xin de olay anında orada olduklarını, hatta Ebru’nun altınlarının da alındığım fakat sonra geri iade edildiğini duyduğunu, kendisine ait ziynetlerin ise iade edilmediğini iddia etmiştir.
Bu bağlamda, kadımn, dava konusu ziynetlerin varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alındığını ispat etmesi gerekir. Davacı iddiasını ispat etmek için tanık dinletmiştir. Davacının tanık listesinde isimlerini bildirdiği tanıkların; davanm tefrik edildiği boşanma dosyası ve eldeki dosyada alman beyanlarında ziynetlerin davacıdan alındığı ve iade edilmediğine dair görgüye dayalı bilgileri
olmadığı anlaşılmaktadır, davacmın ziynetlerin elinden alındığı sırada X’in orada bulunduklarını ifade etmiş ise de; ismi belirtilen kişilerin beyanlarında; davacımn iddasım destekler mahiyette açıklamaya rastlanmamıştır.
Her ne kadar mahkeme tanık Ebru Şen’in “Kayınpederime Kütahya’ya giderken altı küçük altınımı vererek bileklik yaptırmasını istemiştim, bileklik yapılarak tarafıma verildi.” şeklindeki beyanını tevil yollu ikrar kabul etmiş ise de; ismi geçen tanığın aynı celse ve dosya kapsamındaki alman diğer beyanlarında ziynetlerin ellerinden alınmadığı ve davacının evden ayrıldığı sırada annesinin sorusu üzerine annesine ziynetleri aldığını söylediğini beyan ettiği, davacının altınlarının kayınpederi tarafından elinden zorla alındığına dair söylemi olmadığı anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere; davacı, tanık beyanları, boşanma ve eldeki dosyadaki diğer delillerle ziynetlerin elinden alındığını, evden ayrılırken ziynetleri yanında götürmediğini, davalının ziynetleri kendisine iade etmediğini ispat edememiştir. Hal böyle olunca mahkemece; ziynetlerin davacı kadının elinden alındığının ispatlanamadığı, ayrıca davacının evden ailesi ve yakınlan ile birlikte bir kısım kişisel eşyalannı alarak aynldığı hususu birlikte değerlendirildiğinde evden aynlma şekli itibariyle de ziynetleri götürme imkanının bulunduğu göz önünde bulundurularak, kadının ziynetlere yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, somut olaya uymayan yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus ziynetlere ilişkin hükmün davalı lehine bozulmasını gerektirmiştir. (Y3HD, 23.05.2018, E. 2016/17620, K. 2018/5718)