İspat Yükü Ne Demektir?
Hâkim önüne gelen bir davada ispat edilmesi gereken vakıaları tespit ettikten sonra bunların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusu ile karşılaşır. İşte buna, ispat yükü denilmektedir . İspat yükü için yapılan bir başka tanıma göre, ispat yükü, belli bir vakıanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılamaması, yani ispatsız kalması nedeniyle hakimin aleyhte bir kararıyla karşılaşma tehlikesidir .
Hukukumuzda ispat yükü TMK m. 6 ve HMK m. 190’da düzenlenmiştir. TMK m. 6’ya göre, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK m. 190/f. l’e göre, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Her iki kanuni düzenlemeden de anlaşıldığı üzere, kural olarak ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan yararlanacak olan tarafa aittir .
Kendisine ispat yükü düşen taraf, davacı olabileceği gibi davalı da olabilir . Aslında ispat yükü ilk önce iddialarını sunan davacıda olup , daha sonra davalı da buna karşı sunmuş olduğu savunmaların dayanakları olan vakıaları ispat etmelidir. Genel kural bu olmakla birlikte bazı durumlarda bir vakıayı kimin ispat edeceğini kanun belirlemiştir. Bu durumlarda ispat yükü kanunda belirlenen kişiye ait olacaktır.
İspat yükü, kendisine ispat yükü düşen taraf için bir yükümlülük olmayıp, sadece usuli bir yüktür. Yani kendisine ispat yükü düşen taraf, bunu yerine getirmeye zorlanamaz. Ancak tarafın ispat yükünü yerine getirmemesi halinde, iddiasının dayanağı olan vakıayı ispat edememiş sayılması ve aleyhine karar verilme riskiyle karşılaşması söz konusudur.
İspat yükü özellikle boşanma davalarında büyük önem arz eder. Adana Boşanma Avukatı Saim İncekaş davada tarafların öncelikli arzusu vakıların ispat edilmesi olduğunu söylemektedir.
Avukat Saim İNCEKAŞ – Seyhan/Adana 01010
av-saimincekas.com