Evlilikte Çekilen Kredinin Hukuki Statüsü

Evlilik içerisinde çekilen kredi kişisel mi yoksa edinilmiş mal mı sayılır? Kredi eğer kişisel mal ile ödenirse kişisel bir statü, maaş gibi tasarruflarla ödenirse edinilmiş mal statüsü kazanır.

Aşağıdaki Yargıtay kararı bu sorunun cevabını daha iyi anlamınızı sağlayacaktır:

“…Diğer yandan alımda kullanılan banka kredisinin evlilik içinde erken ödeme ile kapatıldığına, boşanma dava tarihi sonrası yapılan bir ödeme olmadığına, kredi ödemelerinde tarafların kişisel gelirleri ile yapılan bir ödeme ispatlanamadığına, davalı erkeğin çalışarak elde ettiği gelirle kredinin ödendiği belirlendiğine göre edinilmiş mal olarak hesaplamada dikkate alınması da doğrudur…” (Y8HD, 13.06.2011, E. 2010/5757, K. 2011/3446.)

Evlilikte Çekilen Kredinin Paylaşımı

Çekilen kredi genellikle boşanma dava tarihinden sonra da devam eder. Böyle bir durumda kredi iki döneme yayılmış demektir. Kredi iki döneme yayılmış ise şu şekilde hesap yapılmalıdır:

“…İki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.

Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.

Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır.” (Y8HD, 30.09.2015, E. 2015/11560, K. 2015/17026)

Boşanma Dava Tarihi Sonrası Ödenen Kredi Taksitleri Hesaba Nasıl Dahil Olur?

Boşanma dava tarihi sonrasında taşınmaza ait ödenen veya tahakkuk eden taksitler ise taşınmazın sürüm değerinden düşülür. Artık pay bu şekilde bulunur.

“…Bu bakımdan 28/60 taksit karşılığı olan edinilmiş malın borcunun boşanma dava tarihinden sonra davalı tarafından ödeneceği gözetilerek karşılığının karar tarihine yakın bir tarihte hesaplanacak taşınmazın sürüm değerinden edinilmiş malın borcu ( pasifi olarak ) düşürülmesi gerekir. (T.C. 8. YARGITAY HUKUK DAİRESİ E. 2013/10621 K. 2013/9724 T. 20.6.2013)

Evlilikte çekilen kredinin nasıl paylaşılacağına yönelik bir başka Yargıtay kararı ise şu şekildedir:

“…Mahkemenin, dava konusu 55 numaralı meskenin toplam alım bedelinin bir kısmının kredi kullanılarak ödendiği, bu kredinin bir bölümünün de mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi sonrasına isabet ettiği gözetilerek, boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden kısmın denkleştirmede Erol lehine kişisel mal olarak dikkate alınarak hesaplama yapılması, bu kısım Erol’un kişisel malı olarak düşüldükten sonra kalacak evlilik birliği içinde ödenen miktarın toplam ödemeye oranı ile taşınmazın bozma sonrası belirlenecek yeni karar tarihine en yakın piyasa rayiç değeri ile çarpımı sonrası artık değerin bulunması, bulunan bu artık değerin yarısı oranında davacı Gülten’in katılma alacağı olduğunun dikkate alınması…” (Y8HD, 27.01.2015, E. 2014/15353, K. 2015/1623)

Evlilikte çekilen ve iki döneme yayılan kredinin nasıl ödeneceğine dair bir başka Yargıtay kararı da şu şekildedir:

“…Dava konusu 32 AY 630 plakalı megane araç 28.12.2003 tarihinde satın alınarak davalı Ali Yılmaz adına tescil edilmiş olup edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınan edinilmiş mal niteliğindedir. Ancak aracın alımında 26.12.2003 tarihinde Oyakbanktan 36 ay vadeli aylık 1.221,48 TL geri ödemeli 29.000 TL kredi kullanılmış olup kredinin toplam geri ödeme miktarı 43.973,63 TL.dir. Bu durumda kredi ödemelerinin boşanma dava tarihine kadar olan 5 adet taksit miktarı edinilmiş mal, boşanma dava tarihi sonrasına tekabül eden 31 adet taksit ödemesi ise davalının kişisel malı niteliğindedir.” (Y8HD, 28.06.2011, E. 2011/2643, K. 2011/3780)

Evlilik öncesi, evlilik içi ve evlilik sonrasını kapsayan bir kredinin mal tasfiyesinde nasıl dikkate alınacağını inceledik. Yargıtay emsal olayda şu şekilde karar vermiştir:

“…Tasfiyeye konu edilen taşınmaz için davalı adına 240.000,00 TL miktarlı 120 ay vadeli konut kredisi çekildiği, 7 taksitin taraflar evlenmeden evvel, 32 taksitin evlilik birliği içinde, geri kalan taksit ödemelerinin ise mal rejiminin sona ermesinden sonra gerçekleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde davacı taraf, taşınmaz alımında kullanılan kredinin evlilik birliği içinde ödenen taksitleri de kapsayacak şekilde değer artış payı alacağı talebinde bulunmuş olup, aksi ispat edilemediğine göre evlilik içi kredi ödemelerinin edinilmiş mallardan karşılandığının kabulü gerekir. Az yukarıda açıklandığı üzere değer artış payı alacağı isteminde bulunurken katkı; somut olayda olduğu gibi edinilmiş maldan kişisel mala katkı şeklinde gerçekleşebilmektedir. Mahkemece, Daire’nin kredi ile mal alımına dair yerleşik ilke ve esasları çerçevesinde davacının toplam talep miktarı gözetilerek evlilik içi konut kredisi ödemeleri yönünden taşınmazdaki değer artış payı alacağı talebinin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde de hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni yapılmıştır.” (8. Hukuk Dairesi 2017/8450 E., 2019/1633 K.)

Yukarıda yer alan Yargıtay açıklamasından da anlaşılacağı üzere; evlilik öncesinde çekilen krediye dair talepler sebepsiz zenginleşme davası olarak genel mahkemelere yöneltilmelidir. Evlilik öncesi çekilmiş kredinin evlilik birliği içinde ödenen taksit rötarı ise orantılı olarak değer artış payı şeklinde talep edilebilir.

Bu başlık altında son olarak krediyle alınan evin değerinin düşmesi durumunu ele alacağız. Böyle bir durumda kredinin ilk günü miktarı diğer eşten istenebilir. Yani mal değer kaybetmişse çekilen kredinin ilk günkü tutarı esas alınır.

Evlilikte Çekilen Kredinin Paylaşımına Dair Bir İstisna

Kredinin eşler arasında nasıl paylaştırılacağı hesaplanırken hakkaniyet gereği maliyet hesabı yapılmalıdır. Kredinin pasifi aktifinden fazla olmamalıdır. Bu durumu bir Yargıtay kararı ile şu şekilde açıklayabiliriz:

“…Ancak somut olayda 14.10.2009 tarihli hukukçu bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, dava konusu aracın karar tarihine en yakın belirlenen değeri, ödenmesi gereken boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden kalan miktardan daha az olup, aktifin pasiften az olduğu ve geride ödenmesi gereken aracın değerinden fazla kredi borcunun kaldığı açık olup bu bakımdan yukarıda açıklanan TMK’nun ilgili maddeleri gereğince yöntemine uygun olarak edinilmiş mallara katılma alacağının hesaplanması olanağı bulunmamaktadır.” (Y8HD, 28.06.2011, E. 2011/2643, K. 2011/3780)

Konut İçin Çekilen Kredi Nasıl Paylaşılır?

Evlilik içerisinde çekilen kredi “ipotek kredisi” olabilir. İpotek kredisi yani konut için çekilen kredi mal rejiminin tasfiyesi durumunda nasıl paylaşılır? Bu soruyu aşağıda yer alan Yargıtay kararıyla birlikte cevaplandıralım:

“…Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine, denkleştirici adalet kuralı göz önünde tutulup, dosya arasına getirilen belgeler ve banka kayıtları bankacı ve hukukçu bilirkişilere inceletilerek rapor alındığına, davalının ağabeyi Berkay’ın gönderdiği ve banka hesabına yatırılan 40.000 TL davalıya ait miras varlığı değeri (TMK.nun 220/2.madde) ile davalının bankadan çektiği konut kredisinin, boşanma davası açıldıktan sonra geri kalan ve davalı tarafından ödenen taksitlerinin, dava konusu taşınmazın tasfiye tarihindeki (karar tarihine en yakın tarih) değerinden çıkartılarak kalan 53518,40 TL. artık değerinin yarısı olan 26759,20 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne doğru olarak karar verildiğine göre, davacı vekili ile davalı vekilinin hükmün esasına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün esasının onanmasına…” (Y8HD, 20.03.2012, E. 2011/5844, K. 2012/1995)

Eşlerin konu için çektiği krediye bir örnek verelim:

Diyelim ki mal 1.2.2010’da 120.000 TL’ye alınıp Ayşe adına tescil edildi. Ayşe bu taşınmaz için 120 ay vadeli konut kredisi aldı, 10 aylık krediyi ödemiş iken 1.2011’de evlendi ve kredi ödemeleri evlilik içinde ödeniyor. Taşınmaz için evlilik birliği içinde ödenen kredi taksitinin toplam kredi taksitine oranı bulunur. Bu orana karşılık gelen toplam kredi maliyeti belirlenir. Belirlenen bu miktarın taşınmazın edinilme bedeli içindeki oranı ve miktarı bulunur. Bu miktar Ali’nin kişisel malı ile ödendi ise bu miktarın tamamı, edinilmiş malından ödendi ise 1/2 tutarı Ali lehine tasfiye alacağı olarak hesaplanacaktır.

İhtiyaç Kredisi Nasıl Paylaşılır?

Çekilen para ihtiyaç kredisi ise ve bir malın edinilmesine harcanmadı ise talep konusu yapamazsınız. TMK’da eşlerin güçleri oranında evlilik birliğine katkı yapacağı yazılı. Çekilen kredinin ödemesi boşanma davası sonrasına sarkıyor ise sebepsiz zenginleşme davası şeklinde açılabilir. Bir malın edinilmesi için kullanıldı ise mal rejimi tasfiyesi kapsamında mallar talep konusu olduğundan edinilmiş maldan edinilmiş mala katkı hesaplanamayacağından zaten mal talep konusu olduğundan ayrıca kredi talep edilemez. Velev ki talep ediliyor olsa idi dahi iki ihtimalde de boşanma davasında talep edilemez.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin