Eşler arasındaki alacaklar hassas bir konudur. Öyle ki eşin bir diğerinden alacağını istemesi evliliğin temelinden sarsılmasına yol açabilir. Bir yandan da sırf bu yüzden söz konusu alacak zamanaşımına uğrayıp yok olmamalıdır. İşte tam bu noktada kanun koyucu imdadımıza yetişir. Eşler arasındaki alacaklarda zamanaşımı boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte başlar. Yani eşler evli kaldığı sürece birbirlerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemez. Bu düzenleme Borçlar Kanunu’nun 153. maddesinde yer almaktadır.
Eşler Arasındaki Alacaklarda Zamanaşımının Durması
Zamanaşımının durması
Madde 153 – Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur:
3. Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için.
Zamanaşımını durduran sebeplerin ortadan kalktığı günün bitiminde zamanaşımı işlemeye başlar veya durmadan önce başlamış olan işlemesini sürdürür.
Söz konusu katkı payı alacağı bakımından, katkı sağlandığı ileri sürülen taşınmazın satın alındığı 02.03.2000 tarihi ile boşanma kararının kesinleştiği 30.06.2004 tarihi arasında, yani evlilik süresince, B.K.’nun 132. maddenin 1.fıkrası 3.bendine göre, zamanaşımı süresi işlemeye başlamayacaktır.
Dolayısıyla, boşanma kararının kesinleştiği 30.06.2004 tarihinden itibaren on ( 10 ) senelik zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağına göre, eldeki davanın ise 06.11.2006 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, katkı payına ilişkin alacak davasının yasal süresinde açıldığının kabulü gerekir.(İlgili Yargıtay kararı tam metni)
Eşler arasındaki alacaklarda zamanaşımı boşanma davasının açıldığı tarihte mi başlar yoksa boşanma kararının kesinleştiği tarihte mi başlar? Bu soruya da rahatlıkla şu cevabı verebiliriz: Eşler arasındaki alacaklarda zamanaşımı boşanma kararının kesinleştiği anda işlemeye başlar. Bu cevabımızı emsal bir Yargıtay kararı ile de güçlendirelim:
Somut olayda zamanaşımının başlangıç tarihi konusuna da değinmekte yarar bulunmaktadır. Doktrinde ağırlıklı görüş; boşanma davasının açıldığı tarihte eşler arasında mal rejimi sona erdiğine göre zamanaşımının başlangıç tarihi boşanma dava tarihi olduğu yönündedir. Ne var ki, 6098 sayılı TBK’nun 153/1. fıkrasının 3. bendine göre, “Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemezse başlamaz, başlamışsa durur” açık hükmü karşısında, zamanaşımının başlangıç tarihi boşanma dava tarihi kabul edilse dahi, duran veya işlemeyen zamanaşımı boşanma kararının kesinleştiği tarihte işlemeye başlayacağından, doğal olarak zamanaşımının başlangıç tarihinin boşanma kararının kesinleştiği tarih olduğunun kabulü daha uygun görülmektedir. Mahkemece davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı gözetilerek iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.(İlgili Yargıtay kararının tam metnini okumak için tıklayınız)