Eşin Hastalığı ile İlgilenmeme Nedeniyle Boşanma

Eşin Hastalığı ile İlgilenmeme Nedeniyle Boşanma

Evlilik kurumunda eşlerin birbirlerine karşı bazı hukuki sorumlulukları bulunmaktadır. Eşler evlilik birliğinde mutluluğu elbirliği ile sağlamak, birbirlerine karşı saygılı ve dürüst olmak, çocukların bakım ve giderlerine ortak olarak katlanmak gibi yükümlülükler altındadır. Evlilik birliği iki insanın idare ettiği ve mutluluğu müşterek bir şekilde sağlayabildikleri bir kurumdur. Hukuken bu  yaklaşımdan da anlaşılacağı üzere eşler “iyi ve kötü günde” birbirlerinin yanında durmakla mükelleftirler.

Eşin Hastalığı ile İlgilenmeme Nedeniyle Boşanma

Kötü günlerden birisi ise “hastalık” durumudur. Eşlerden her biri “hastalık” gibi zor durumlarda diğerine karşı destek ve ilgi göstermek durumundadır.Eşinin hastalığı ile ilgilenmek eşlerin maddi boyutlu olmayan yardım yükümlülüğüdür.(TMK m.166)

  Eşlerden birisinin mevcut bir hastalığı bulunması durumunda diğer eş yardım ve desteklerini sağlamakla mükelleftir. Hukuken hasta eşin hastalığı ile ilgilenilmemesi “eşlerin birbirine yardım yükümlülüğü” nün  ihlali anlamına gelir. Söz konusu durum kusurlu bir davranış olarak nitelendirilir ve boşanma davasında kusur atfı nedeni taşır.

Eşinin Hastalığı ile İlgilenmeyen Eşin Kusurlu Olması 

Yerleşik yargıtay içtihatları ışığında söz konusu durum şu şekildedir:

Davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, hasta olan eşi ile ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. (2013/25759 E. 2014/9914 K)

Davalı-davacı kocanın eşinin hastalığı ile ilgilenmediği ve evlilik birliğinin kocanın kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı tanık beyanlarından anlaşılmasına rağmen davacı-davalı kadının davasının reddine dair verilen karar bozmayı gerektirmiştir.

İlgili yargıtay kararı durumu bu şekilde ele almıştır. Burada beklenen ilgi ve desteğin “maddi” bir boyut olarak ele alınmaması önemlidir. İlgi ve destek göstermek eylemi anlam olarak maddi ve manevi boyut taşımaktadır. Hastalığın ortaya çıkması ile geçimsizliklerin başlaması durumunda hasta olmayan eşin manevi destek yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği araştırılmalıdır. Manevi olarak ilgi ve destek göstermek, eşe karşı umut ve sevgi dolu bir ortam oluşturmak anlamını taşır. Bu durumun aksi davranışlar sergileyen eşin evlilik birliğini temelinden sarsan davranışlar sergilediği söylenebilecektir.

Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının davacının tedavisiyle ilgilenmediği, ameliyatında arayıp sormadığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına İmkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.

Trafik Kazası Geçiren Eşe Diğer Eşin Bakmaması

Aşağıda yer alan ilgili yargıtay kararında da bahsedildiği üzere eşlerden birisi “kaza sonucu” dahi hasta duruma düşerse, diğer eş manevi desteğini sağlamak zorundadır.

 

Toplanan delillerden; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşinin hastalığı ile ilgilenmeyen, hasta halde ailesine gönderen davacı-davalı kocanın tamamen kusurlu olduğu anlaşılmıştır.

Böbrek Hastalığı Geçiren Eşe Diğer Eşin Bakmaması

Böbrek hastalığı geçiren eşini hastanede ziyaret etmeyen, arayıp sormayan eş bu durumda kusurlu bulunur. Somut duruma emsal nitelikte yargıtay kararı ise şu şekildedir:

Davacının, davalı eşinin yaşamsal önem taşıyan böbrek ameliyatı ile herhangi bir şekilde ilgilenmemesi, kişilik haklarına saldın niteliğindedir.Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının davacının tedavisiyle ilgilenmediği, ameliyatında arayıp sormadığı…

Hasta Eşe Bakmama Durumunda Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Yukarıda bahsettiğimiz üzere evlilik birliğinde eşlerin birbirlerine karşı maddi ve manevi olarak sorumlulukları vardır. Hasta eşe bakmamak, ilgi göstermemek ise hukuken “duygusal şiddet” olarak nitelendirilir. Mağdur olan eş boşanma davası açarak mahkemeden boşanmaları yanında maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir. Söz konusu süreci ispata yönelik HMK çerçevesinde tanık beyanları, yazılı deliller gibi ispat kaynakları söz konusudur. Bu süreçte avukatınız ile izleyeceğiniz yol büyük önem taşır. 

 

 

 

 

 

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir