ADANA AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE
DOSYA NO:
DAVALI/ KARŞI DAVACI:
VEKİL: Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana
DAVACI/ KARŞI DAVALI:
VEKİLLERİ:
KONU: Dava dilekçesine karşı cevaplarımızın ve karşı dava dilekçemizin sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR:
Davacı vekili dilekçesinde özetle;
Davacı ve müvekkilimin 10 yıldır evli olduğunu, evliliğin ilk yıllarında sorun çıkmamış olmasına rağmen son iki yıldır müvekkilimin ailesinin baskısı sonucu davacıdan uzaklaştığını, müvekkilimin ailesinin aile birliğine müdahale ettiklerini ve aile birliğinin sarsılmasına neden olduklarını, müvekkilimin her tartışmada ailesini desteklediğini, davacının yalnız kaldığını, davacının yaşanan olayları ailesinden saklamak için yıllarca yıprandığını, müvekkilimin annesinin davacıya hakaret ettiğini yine müvekkilimin babasının davacıyı “ seni öldüreceğim bu iş namus meselesi oldu” şeklinde tehdit ettiğini, bu tehditten korkan davacının kapının kilidini değiştirdiğini, müvekkilimin yaşanan tartışmalar neticesinde evi terk ettiğini, davacının müvekkilimin ailesi tarafından aile konutundan kovulduğunu, yine müvekkilimin aile konutundaki eşyaları alarak ortak konuttan taşındığını beyan ederek tarafların boşanmasına ve 50.000 TL maddi , 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVACI YANIN İŞ BU BEYANLARI AFAKİ BEYANLAR OLUP TARAFIMIZCA KABULÜ HİÇBİR ŞEKİLDE MÜMKÜN DEĞİLDİR. ŞÖYLE Kİ;
Müvekkilim ile davacı 10yıldır evli olup evlilik birliğinin ilk gününden bu yana müvekkilim ile davacı arasında sorunlar baş göstermeye başlamıştır. Agresif tavırlar sergileyen davacı her fırsatta sorun çıkarmış, müvekkilimin yanı sıra müvekkilimin ailesi ile de sürekli husumet içerisinde olmuştur. Bireylerin aile kurma amacı taşıyarak sevgi ve saygı bağı ile birlikte oluşturdukları bir kurum olan evlilik müessesesinden müvekkilim ne yazık ki beklediği sevgi ve saygıyı görememiştir. Aksine davacının bitmek tükenmek bilmeyen agresif davranışları, bağırmaları ve hakaretleri ile karşı karşıya kalmıştır. Bu durum müvekkilimi ziyadesiyle yıprattığı gibi ruhsal yapısını da bozmuştur. Bu çerçevede davacı, aile içindeki dirlik, düzen ve huzurun sağlanması için herhangi bir çaba sarf etmemiş. Müvekkilimin bu yöndeki çabaları da davacının tutumu karşısında sonuçsuz kalmıştır.,
Evlilik birliğinin eşlere kattığı yükümlülüklerin en önemlilerinden biri; eşlerin birbirlerine anlayışla davranması, birbirlerine olan saygı ve sevgiyi kaybetmeyerek mutluluğun el birliğiyle sağlanması iken davacı sürekli sorun çıkararak üzerine düşen bu yükümlülüğü yerine getirememiştir.
Davacının sergilediği tavırlar neticesinde müvekkilim evlilik birliğinin daha fazla zedelenmemesi, işlerin çıkmaza girmemesi ve sakinleşmek adına ailesinin yanına gitmiş, eşinin sakinleştiğini düşünerek evine döndüğünde ise beklemediği bir şekilde kapının kilidinin değiştirildiğini görmüştür. Beklemediği bu durum karşısında ne yapacağını bilemeyen müvekkilim ısrarla davacıyı aramasına rağmen davacı telefonu açmamıştır. Bunun üzerine müvekkilim aile konutuna girebilmek adına kapının kilidini değiştirmek zorunda kalmıştır. Müvekkilimi eve sokmamak, evden uzak tutmak amacıyla gerçekleştirdiği bu hareketiyle davacı, Türk Medeni Kanunu’nca getirilen eşlerin birlikte yaşamaları zorunluluğu kuralına aykırı hareket etmiştir.
Davacı yanın dava dilekçesinde bahsettiği müvekkilin ailesine yönelik iddialar da hiçbir surette gerçeği yansıtmayıp davacının hatasını örtbas etme çabasından öteye gidememektedir.
Müvekkilimin ailesi davacının her zaman yanında olmuş, davacıyı kendi kızlarından ayırmamış, davacı tarafından sürekli hakaretlere maruz kalmalarına rağmen çocuklarının evlilik birliğinin bozulmaması adına sürekli alttan alan bir tutum sergilemişlerdir. Müvekkilimin ne annesi ne de babası tarafından davacıya tek bir kötü söz söylenmemiş hakaret edilmemiştir. Davacı ise bu iyi niyeti suistimal ederek müvekkilimin ailesine hakaret etmekten çekinmemiştir. Bu hususlar tanıklarımız beyanıyla da ispatlanacaktır.
İddia edilenin aksine müvekkilim değil davacı her zaman ailesinin etkisinde kalmış ve onların baskısıyla hareket etmiştir, bu çerçevede ailesinin de etkisiyle MÜVEKKİLİMİ EVE SOKMAMAK VE EVDEN UZAK TUTMAK AMACIYLA KAPININ KİLİDİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi müvekkilim bu durumu her şeyden habersiz eşinin sakinleştiğini düşünerek eve döndüğünde öğrenmiştir.
Yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen müvekkilimin ortak konutu terk etmesi gibi bir durum söz konusu olmamıştır. Her zaman evlilik birliğinin devamından ve olayların büyümemesinden yana olan müvekkilim terk iradesi taşımaksızın sorunların daha fazla büyümemesi adına ailesinin yanına gitmiş ve dönüşte kapının kilidinin değiştirildiğini görmüştür. Ortada bir terk yoktur. Kaldı ki davacı kapının kilidini değiştirmek suretiyle müvekkilimi bir nevi “ terk”e zorlamıştır. Sayın mahkemenizin de malumudur ki terke zorlama halinde terke zorlayan eş terk etmiş sayılmaktadır . Bu çerçevede de davacı yanın kötü niyeti bir kez daha gözler önüne serilmiştir.
Müvekkilim tarafından aile konutunun elektrik ve su aboneliğinin kapatıldığına ilişkin iddianın da diğer iddialar gibi kabul edilebilir bir yanı bulunmamaktadır. Zira her zaman eşinin yanında olan müvekkilim davacının rahatça düşünmesi ve sakinleşmesi için elinden gelen çabayı fazlasıyla göstermiştir. MÜVEKKİLİMİN DAVACININ ORTAK KONUTTA YAŞAMASINI İMKANSIZ HALE GETİRMEK İÇİN ELEKTRİK VE SU ABONELİKLERİNİ İPTAL ETTİRMESİ GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU OLMADIĞI GİBİ BÖYLE BİR KABUL DE ABESLE İŞTİGAL OLMAKTAN ÖTEYE GİDEMEYECEKTİR. Nitekim müvekkilim; birlikte yaşama iradesini ve arzusunu her zaman açıkça ortaya koymuştur.
Yaşanan bütün bu zor süreçlere rağmen müvekkilim evliliğini korumak amacıyla çeşitli çabalar sarf etmişse de davacı evi terk ederek resmi olarak devam eden bu evliliği tabiri caizse fiili olarak sona erdirmiştir. Anlam verilemeyen bir şekilde ve tamamen nedensiz olarak müvekkilimin ailesine husumet besleyen ve görmeye bile tahammül edemeyen davacı şahsi eşyalarını almak için eve gelip müvekkilimi ve ailesini gördüğünde agresif tavırlar sergilemeye devam etmiş, kendisini sakinleştirmeye çalışan müvekkilime ve ailesine alenen hakaret etmiş, ağza alınmayacak sözler söylemiştir. Bu hakaretler müvekkilimi küçük düşürmüş, onurunu kırmış ve saygınlığına zarar vermiştir.Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 30.11.2015 tarih 2015/2-715 E. ve 2005/682 K. sayılı kararında “ …. Kayınvalidesine hakarette bulunduğu sabittir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek şekilde bir geçimsizlik olduğu mevcut ve sabittir.” diyerek sadece eşe yönelik olarak değil eşin ailesine yönelik olarak gerçekleştirilen hakareti de TMK madde 166 kapsamında, ortak hayatı sürdürmeyi kendilerinden beklenemeyecek derecede temelden sarsan hareket olarak kabul etmiştir.
Davacı evi terk etmiş olmasına rağmen müvekkilim bir süre daha davacının döneceği umuduyla beklemiş fakat davacı eve dönmemiştir. Bu hareketiyle de evlilik birliğini geri dönüşü olmayacak şekilde bozmuştur. Evlilik birliğinin eşler tarafından beraberce yürütülmesi, eşlerin evlilik birliğinin giderlerine güçleri ve malvarlıkları oranında katılması gerekirken mimar olan davacı bu yükümlülüğünü de yerine getirmemiştir. Evliliğin getirdiği bütün giderlerin yanı sıra davacının şahsi borçları da müvekkilim tarafından ödenmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki; müvekkilim maddi destekten önce beklediği manevi desteği de görememiştir.
Davacı tarafından terk edilen, evlilik birliğinin devamı davacının tutumu karşısında beklenemez hale gelen müvekkilimin yaşadığı manevi çöküntünün yanı sıra düğünden kalan borçlar, evin giderleri, yaşam koşullarının zorluğu ve tüm bunlarla tek başına baş etmeye çalışması müvekkilimi giderek çaresiz duruma düşürmüş, maddi ve manevi olarak çöken müvekkil masraflarını da karşılayamayacak duruma gelince çareyi ailesinin yanına taşınmakta bulmuştur.
KARŞI DAVAYA İLİŞKİN BEYANLARIMIZ;
Öncelikle ve önemle belirtmek gerekir ki;
Müvekkilim açısından evlilik birliğinin ilk gününden bu yana sıkıntılı bir süreç yaşanmış, gerek maddi gerek manevi olarak ziyadesiyle yıpranmıştır. Son olarak borçlarını ödeyemez hale gelmesi ve ailesinin yanına tayin istemek zorunda kalması da müvekkilimin onurunu ve saygınlığını zedelemiş, evlilik birliği temelinden sarsılmış ve çekilmez hale gelmiştir.İşbu nedenlerle;
Evlilik birliğinin kurulmasıyla birlikte ortak bir hayat sürmeye başlayan müvekkilim ve ………nin evliliği ……..ve ailesinin ağır kusuruyla sona ermiştir. Evlilik birliğinde yaşanan sorunlar sonucunda düğünden kalan borçları, evin giderlerini vs. tek başına ödemek zorunda kalan müvekkilimin ekonomik menfaatleri zarar görmüştür. Evlilik birliğinin sona ermesinde müvekkilimin kusuru bulunmamaktadır. Bu sebeplerle TMK MD.174 ÇERÇEVESİNDE 50.000 TL MADDİ TAZMİNAT TALEP EDİYORUZ.
Yukarıda detaylı olarak anlattığımız boşanmaya sebebiyet veren olaylar neticesinde (………nin agresif tavırları, evi terk etmesi, müvekkilim ve ailesine hakaret etmesi vs.) müvekkilimin kişilik hakları zedelenmiş, duyduğu elem ve üzüntüye birde toplumsal baskı eklenince psikolojisi çökmüştür. ………tarafından aile bütünlüğüne yapılan saldırı müvekkilimin kaldıramayacağı kadar ağır olmuş müvekkilimi derin elem ve üzüntüye boğmuştur. Müvekkilimin yaşadığı ıstırabın bir nebze olsun giderilebilmesi için 50.000 TL MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİYORUZ.
HUKUKİ DAYANAK: Türk Medeni Kanunu ve ilgili yasal mevzuat.
DELİLLERİMİZ: Karşı tarafın sunacağı her türlü delile karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydı ile;
- Tanık
- Nüfus kayıtları
- Sosyal ve içtimai durum araştırması
- Sair her türlü delil
TANIKLARIMIZ:
NETİCE VE TALEP: Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle ;
Davacı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın ve istenen 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat talebinin REDDİNE,
Karşı davamızın KABULÜNE
Evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek sebeplerle temelinden sarsılması sebebiyle tarafların BOŞANMALARINA,
…….’nin ağır kusuru sebebiyle müvekkilimin zedelenen ekonomik menfaatlerinin giderilmesi için 50.000 TL maddi tazminatın, yine müvekkilimin yaşadığı elem ve ızdırabın giderilmesi için 50.000 TL manevi tazminatın ……..den alınarak müvekkilime verilmesini,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. 2021
DAVALI / KARŞI DAVACI VEKİLİ