Boşanma Davasında Tanıklar Nasıl Dinlenir?
Tanıkların yetkili adli mercilerce istinabe suretiyle alınmayan ifadeleri hükme dayanak yapılamaz. Şöyle ki;
Davanın, ikamesi, yürütülmesi delillerin toplanması sonuçlandırılması ve verilecek kararın kesinleştirilmesi Medeni Usul Yasası hükümleri ile düzenlenmiştir. Avukat Saim İncekaş tarafından boşanma davalarında tanıkların nasıl dinlenmesi gerektiği yazımızda açıklanmıştır:
Boşanma Davasında Tanık Takdiri Bir Delildir
Tanık delili taktiri delilerdendir. Zayıf bir kanıttır. Bundan dolayı tanık delili küçük meblağlarda ve senede bağlanması imkansız olan hukuki işlemler ve hukuki fiillerde kabul edilmiştir. Bu nedenden olacak ki tanıkların dinlenmesi kanunda teferruatlı olarak düzenlenmiştir. Kural olarak herkes (Türk yargısına tabi olmak şartı ile) tanıklık etmek zorundadır. Bu zorunluluk tanık olarak yapılan davet üzerine mahkemeye gelmeyi tanıklık etmeyi kapsar (HUMK. md. 253 ve 271).
Tanığın Çekinme İsteğine Hakim Karar Verir
Tanığı göstermiş olan taraf onun çekinme beyanını kabul etmezse hakim iki tarafı dinleyip tanığın çekinme isteği hakkında karar verir. Tanıklar Tebligat Kanununa göre tebliğ olunacak davetiye ile mahkemeye çağrılır(HMK. md. 258). Tanıktan dinlenme esnasında öncelikle hüviyeti iki taraf ile akrabalığı, derecesi tanıklığa itimadı kaldıracak ilgi ve alakaları sorulur (HUMK. 260).
Tanıklar ayrı ayrı dinlenir icabında yüzleştirme yapılır. İki taraf da tanıklara soru yöneltebilir.
Boşanma Davasında Şahit(Tanık) Ne Söyler?
Kural olarak tanık bildiğini şifahen söyler. Yazılı notlar kullanması memnudur (HMK 269). Tanıklığın mecburi olduğu hallerde cevaptan veya yeminden imtina eden tanık derhal cezalandırılır (HMK. 271). Hakim tanıklık sırasında tanığın yalan söylediği veya menfaat temin ederek tanıklık ettiği yönünde kuvvetli delil ve emare elde ederse durumu Cumhuriyet Savcısına ihbar ile tutuklar (HMK. 273).
Şahit Yalan Yere Tanıklık Yaparsa Ne Olur?
Yalan yere tanıklık Türk Ceza Kanununun 186. maddesindeki suçu oluşturduğu gibi muhakemenin iadesi sebebini oluşturur (HMK 445/4). Bütün bunlar için hakim tanıkları bizzat dinler (HMK. md. 266). Bu hükmün istisnası olarak tanık davaya bakan mahkemeye veya bulunduğu yer mahkemesine gelemeyecek kimselerden ise o zaman hakim tanığı ikametgahında dinler.
Boşanma Davasında Yurt Dışındaki Tanık Nasıl Dinlenir?
Görülüyor ki açıklanan tüm hükümler tanığın doğruyu söylemesini temin, tarafların ve hakimin tanığın doğru söylediğini algılamaları amacına yönelik olup, zorlayıcı sebepler kesin bir biçimde ortaya çıkmadıkça bu prosüdürden ayrılmak amaca uygun düşmez. Şu halde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 256, maddesinde yer alan “Müstesna hallerde, iki tarafın muvafakatları ve hakimin tensibiyle, tayin olunacak müddet zarfında cevaplarını tahriren beyan etmek üzere şahide bir sual varakası gönderilebilir” hükmünü bu çerçevede yorumlamak ve burada yer alan “Müstesna halleri” şahidin hukuki yardım alma imkanı bulunmayan ülkede oturması gibi hallerle sınırlamak doğru olacaktır (Y. 2. HD’nin 15.11.1996 tarihli 10721-11701 sayılı kararı). Hele hele boşanma gibi tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konularda, tarafların bu biçimde tanıklık üzerinde anlaşmış olmaları da Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 150. maddesi hükmü karşısında sonuca etkili olmaz.
Yabancı bir ülkede bulunan tanık da istinabe yolu ile dinlenir (HUMK. 257). Ülkemiz bir çok ülkenin taraf olduğu Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesine katıldığı gibi bir çok ilke ile de ikili adli yardım sözleşmesi yapmıştır.
Ülkemizle tanıkların bulundukları İspanya arasında adli yardım anlaşmaları bulunduğu (23.2.1972 tarihli resmi gazetede yayımlanan Hukuk Usulüne dair Lahey sözleşmesi) 25.1.2000, 25.4.2000 günlü ara kararı üzerine İspanyol Adli Makamlarına talimat gönderildiği halde, dikkate alınmadan beyanları hükme etkili tanıkların o ülkede bulunan Türkiye siyasi memuru tarafından tesbit edilen beyanları ve bazı tanıklarında, mahkemeye gönderdiği dilekçeler esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (Y. 2. HD’nin 12.03.2001 gün ve 2269-3659 s. kararı)
Tanık Listesinde Bildirilen Tüm Tanıklar Dinlenmeden Karar Verilemez
Davalı-davacı erkek Tanık deliline dayanmış ve Tanık listesini sunmuştur. Davalı- davacı erkeğin Tanık listesinde bildirdiği tanıkları , … ve … dinlenilmeden hüküm tesis edilmiştir. Davalı-karşı davacı erkek bu tanıklarının dinlenilmesinden açıkça vazgeçmemiştir. Açıklanan sebeple bu tanıklar dinlenilip ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre karşılıklı açılan davalar hakkında karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. ( 2016/8696 E. , 2017/15164 K. )
Tanık Konusunda Delil Sözleşmesi Yapılamaz
Usul yasası kamu düzeni ile ilgili olduğundan hükümlerinin hakim tarafından re’sen gözetilmesi gerekir. Yalnızca taraflarca hazırlama (ve tasarruf) ilkesinin uygulandığı davalarda delil sözleşmesi yapılabilir. Taraflar arasında delil sözleşmesi bulunsa bile delillerin toplanması usul kanununa göre olacaktır.
Dava Dilekçesinde Delil Bildirmemek Davanın Reddi Sebebidir
Somut olayda davacı erkek dava dilekçesinde iddialarını ispata yarayacak hiçbir delil bildirmediği gibi, Tanık deliline de dayanmamıştır. Bu sebeple davacı erkeğin tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulamaz. Açıklanan sebeplerle davacı erkeğin Boşanma davasının reddi gerekirken kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. ( 2016/8563 E. , 2017/15151 K. )
Davacı kadın dava dilekçesinde Tanık deliline dayanmadığına göre sadece cevaba cevap dilekçesiyle tanıklıklarını kabul ettiği … ve …’in beyanları davalı erkeğe kusur yüklemesinde dikkate alınır. Bu tanıklar da sadece davalı erkeğin aşırı borçlandığını ifade etmişlerdir. Mahkemece bu kusurlu davranıştan başka davalı erkeğe başka bir vakıa kusur olarak yüklenemez. ( 2016/8975 E. , 2017/14786 K. )
Duyuma Dayalı Tanık Beyanlarına İtibar Edilemez
Taraflardan veya diğer kişilerden aktarılan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Oysa dinlenen davacı-davalı kadın tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve davacı-davalı kadından aktarılan izahlardan ibarettir.
Taraflardan ve üçüncü kişilerden aktarılan olaylar sabit kabul edilemez. Davacı tanıklarının beyanları üçüncü kişilerden aktarılan olaylara ilişkin olup, davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgileri bulunmamaktadır. Bu bakımdan davalıya atfı kabil bir kusur ispatlanamamıştır. (2016/8694 E., 2017/14601 K.)
Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. (2016/8746 E. , 2017/14490 K. )
Dava Dilekçesinde Başvurulmayan Tanık Deliline Ön İncelemede Süre Verilemez
Davacı kadın dava dilekçesinde Tanık deliline dayanmadığından, dayanılmayan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen süre sonuç doğurmaz ve davacı kadının süresinde bildirmediği tanıklarının beyanları kusur belirlemesinde dikkate alınamaz. (HGK 20.04.2016 tarih 2014/2-695 E. ve 2016/522 K. sayılı kararı)
Tanık Beyanına Neden İtibar Edilmediği Belirtilmelidir
Hangi Tanık beyanlarına hangi sebeple üstünlük tanındığı, hangi Tanık beyanlarına hangi sebeple itibar edilmediği belirtilmediği gibi, başka bir gerekçeye de yer vermemiştir. (2016/8386 E. , 2017/14567 K. )
Dilekçede Dayanılmayan Vakıaya Tanık Beyanıyla Dayanılamaz
Bu itibarla dayanılmayan bir vakıanın delil olarak da gösterilmeyen Tanık beyanlarında geçtiğinden bahisle davalıya kusur olarak yüklenmesine imkan bulunmamaktadır. (2016/8692 E. , 2017/14600 K. )
Yargılama Aşamasında İkinci Tanık Dilekçesi Verilemez
Yargılama sırasında daha önce bildirilmeyen Tanık …’ün dinlenilmesinin talep edildiği, davalı tarafın muvafakat etmemesine rağmen tanığın dinlenildiği görülmektedir. İkinci Tanık listesinde yer alan isimlerin Tanık olarak dinlenemeyeceği hususundaki yasal düzenleme nazara alınmaksızın ikinci Tanık listesinde bildirilen tanıkların dinlenmesi ve beyanlarının hükme esas alınması hatalıdır.
Asıl Olan Tanıkların Gerçeği Söylemiş Olmalarıdır
Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (HMK m. 255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına Tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. O halde davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğe hakaret edip aşağıladığı, eşinin çamaşırlarını ayırıp yıkamadığı, davacı-karşı davalı erkeğin kalçası kırıldığında evi terk edip annesinin yanına gittiği ve kardeşleri tarafından tutulan bakıcıya “bakmayacaksın, bak seni kötü yaparım, sana iftira atarım” deyip işten ayrılmasını sağlayarak eşini zor durumda bırakmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. O halde, bu yöndeki Tanık sözlerine değer verilerek davacı-karşı davalı erkeğin Boşanma davasının kabulü gerekirken, bu yön göz önünde tutulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. (2016/8604 E. , 2017/14290 K.)
Tanık Deliline Başvurmamak
Tanık deliline başvurmayan davacı- davalı erkek davasını ispatlayamamıştır.
Davacı tanıklarının, davacıdan aktardıkları olaylar sabit kabul edilemez.
Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı tanıklarının, davacıdan aktardıkları olaylar sabit kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. (Y2HD, 14.07.2011, E. 2010/10664, K. 2011/12234.)
Boşanma Davasında Tanık Olarak Duruşmaya Gidilmez ise Ne Olur?
Yukarıdaki “boşanma davasına tanık olarak çağırma tebligatı”nda da görüleceği üzere mazeret olmaksızın mahkemeye gidilmemesi durumunda “zorla getirme” kararı çıkarılır ve 500 TL’ye kadar disiplin para cezası verilir.
Tanığın adresi yanlış olsa da duruşmada hazır edilebilir mi?
Tanık için herhangi bir adres bildirebilirsiniz, tebligat iade dönse dahi tanığınızı duruşmada hazır ederseniz dinlenir. Temel sıkıntı tanığa gösterilen adreste tebligat yapılamaması, üzerine ihzar davetiyesi çıkarılması ve tanığın yine gelmemiş olması olur.
Tanığa tebligat yapılamaz ve hazır da edemezseniz adres bildirmeniz için size kesin süre verilir ve bu halde de tanığa tebligat yapılamaz veya duruşmada hazır edilemezse o tanığın dinlenmesinden vazgeçilmiş sayılır.