Boşanma Davasında Ses Kaydı Delil Olur Mu?

Boşanma Davasında Ses Kaydı ve Telefon Görüşmesi Kaydı Delil Sayılır Mı?

Ses kaydı mahkemede delil olur mu? Teknolojik gelişmelerle birlikte insanlar artık çok kolay bir şekilde başkasının sesini veya görüntüsünü rızası dışında kaydedilebilmekte, fotoğraflarını çekebilmektedir. Teknolojinin sağlamış olduğu bu imkanlar, özel hayatın gizliliğini ihlal eden davranışları da beraberinde getirmektedir. Şöyle ki, kişiler başkalarının özel hayatının gizliliğini ihlal ederek gizlice ses veya görüntü kaydı yapabilir ve daha sonra bunları delil olarak kullanmak isteyebilirler.

Kişiler her ne kadar ses kaydı alarak haklılıklarını kendi iç dünyalarında ispat etseler de, mahkeme önünde haklılığın ispatı bazı koşullara uymayı gerektirmektedir. Mahkeme huzurunda bir iddianın ispatı için kullanılacak delilin “kesin delil” niteliğine haiz olması gerekir. Kesin delil niteliğine haiz olmayan deliller ise hakimin vicdani kanaatini oluşturabilmek için kullanılacaktır.

Boşanma davasında ses kaydının delil olarak kullanılabilirliğini detayları ile açıklamadan önce şu hususu belirtmemizde fayda vardır: Özel hayatın gizliliğini ihlal eden ses kayıtları Türk Ceza Kanunu uyarınca suç oluşturmaktadır. Bu nedenle mahkemeye sunulacak ses kaydı titizlikle değerlendirmeli ve sonrasında mahkemeye sunulmalıdır.

Boşanma Davasında Ses Kaydı Delil Sayılır Mı?

Hukuk sistemimiz boşanma davasında her türlü delil ile ispatın gerçekleştirilmesine izin vermektedir. Bu nedenle ses kayıtları boşanma davalarında delil olarak kullanılabilmektedir. Ancak ses kaydının hukuka aykırı bir şekilde(gizlice) elde edilmiş olması durumunda bu durum hukuka aykırı elde edilmiş bir delil olmasına neden olacaktır. Öyle ki böyle bir durumda ses kaydı boşanma davasında delil olarak kabul edilmez. Uygulamada birçok eş elinde bulunan ses kayıtları ile dava açmakta, ancak bu ses kayıtları mahkeme tarafından hukuka uygun bir delil olarak kabul edilmediği için hak kaybına uğramaktadır. Örneğin bir kurgu sonucu, karşı tarafın rızası dışında alınan ses kaydı hukuka aykırı olarak yaratılmış sayılmaktadır.(3)

Ses kaydı delili boşanma davalarında kullanılabilmesi için hukuka aykırı yollardan yaratılmamış olması gerekmektedir. Aksi takdirde bu deliller hiçbir vakıanın ispatında dikkate alınamaz (HMK md 189). Örneğin, boşanma davasında eşlerden birisine, doktor olan diğer eşin duruşmadan kısa bir süre önce iğne yaparak onu hiçbir şeyi hatırlamayacağı hale getirmesi ve bunun sonucunda kayıt altına alınan beyanı, hukuka aykırı bir delildir.

Karşı tarafın izni olmaksızın elde edilen ses kaydı yasak deliller arasında sayılmaktadır. Ancak bu ses kaydı kişinin rızası ve bilgisi dahilinde yapılmışsa, burada herhangi bir hukuka aykırılık söz konusu değildir. Bu doğrultuda ses kaydı taraflar arasında yapılan bir görüşme neticesinde elde edilmişse, görüşmeyi yapan diğer taraf sesinin kaydedilebileceğini öngördüğünden, bunun delil olarak kullanılmasında hukuka aykırılık olmadığı kabul edilmektedir.

boşanma davasında ses kaydı

Ses Kaydı Tek Başına Yeterli Olmaz

Hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş ses kaydı delil olarak kullanılabilse de boşanma sebebini tek başına ispatlamaya yeterli olmaz. Ses kaydı ayrıca bir tanık beyanı veya başka bir delil ile de desteklenmelidir.(1)

Hukuka aykırı olarak ele geçirilmiş delilin değerlendirilmesi noktasında dürüstlük ilkesi gözetilmelidir. Her somut olayda, o olayın özelliğine göre ses kaydı delilinin değerlendirmesi yapılmalıdır.

Boşanmada Telefon Görüşmesi Ses Kaydı Delil Olabilir Mi?

Boşanma davalarında kullanılabilen delillerden birisi de telefon görüşmesi ses kayıtlarıdır. Günümüzde kişilerin telefon görüşmelerinin kendi rızaları ve bilgileri dışında kayıt altına alınma durumu söz konusu olabilmektedir. Bu kayıtların herhangi bir özel hukuk yargılamasında delil olarak kabul edilip edilmediğinin hukuka aykırı delil sorunu çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.

Kural olarak telefon görüşmesinin gizlice kaydedilmesi, kişilik hakkının ihlali sayılmaktadır. Ancak kişinin bilgisi ve rızası doğrultusunda telefon görüşmelerinin kayıt altına alınmasında herhangi bir hukuka aykırılık yoktur ve bu şekilde elde edilen kayıtlar delil olarak kullanılabilir .

Akıllı telefonların yaygın bir şekilde kullanılması beraberinde bazı kişilik hakkı ihlallerini de getirmektedir. Bunlardan birisi de eşlerin yaptıkları telefon görüşmelerinin telefonlara yüklenen casus programlar aracılığıyla kayıt altına alınması ve bunların boşanma davalarında delil olarak kullanılmak istenmesidir.

Yargıtay’ın tutumuna göre, eşin telefonuna casus programı yükleyerek elde edilen deliller hukuka aykırı olup, herhangi bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz. Ancak telefonda yapılan görüşmelerin telefondaki ses yükseltici veya başka bir alet kullanılarak üçüncü kişilere dinletilmesi sonucunda, bu kişilerin tanıklık yapmasında hukuka aykırılık olmadığı kabul edilmektedir. Anlaşılacağı üzere deneyimli bir boşanma avukatı ile davada kullanılabilecek delilleri tartışılması ve planlanması önem arz edecektir.

Zorunluluk Hali Mevcutsa Ses Kaydı Delil Olarak Kullanılabilir

Davalının rızası dışında kaydedilen ve sırf boşanma davasında delil olarak kullanılmak amacıyla bir kurgu sonucu oluşturulan CD’nin delil olarak hükme esas alınması kabul edilmemiştir. Ancak Yargıtay bu konuda bir kararında kocanın eşinden gizli bir şekilde, birlikte yaşadıkları konuta ses kayıt cihazı yerleştirip eşinin konuşmalarını kaydederek, bu suretle sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmayan davranışlarını tespit etmesinde, özel hayatın gizliliğinin ihlalini ve hukuka aykırılık bulunduğunu kabul etmemiştir. Bu şekilde elde edilen delilleri de hukuka aykırı delil olarak saymayıp, buna dayanarak boşanma kararı verilmesi gerektiğini savunmuştur. Karara göre, delilin elde edilmesinde hukuka uygunluk sebepleri varsa, hukuka aykırılık ortadan kalkar.

Hukukumuza göre eşler birbirlerine sadık kalmak mecburiyetindedirler (TMK md 185). Evlilik kurulduktan sonra eşler bu yükümlülüğe uymak zorundadırlar ve burada artık öncelik taşıyan husus, tek tek kişilerin özel yaşam alanı olmayıp, aile yaşam alanıdır. Bu alan da diğer eş için tamamen dokunulmaz değildir. Bu suretle ortak yaşam alanında

sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davranışların ispatlanması için elde edilen söz konusu delil, hukuka aykırı delil olarak kabul edilmemiştir. Özet olarak ev ortamında sadakatsizliğin ispatlanması amacı ile alınan ses kaydı boşanma davasında delil olarak kabul edilir.

Ani Gelişen Bir Durumda Alınan Ses Kaydı

Eşlerden birisi ani gelişen bir durum karşısında bu olayı ispatlayabilmek için plansız, önceden tasarlanmamış bir şekilde ses veya video kaydı alırsa bu durum suç olarak değerlendirilmeyecektir. (2)

Ses kaydının yapıldığı sırada hazır bulunan kimseler tanık olarak dinlenebilir. Mesaj ve telefon konuşmalarının içeriğini bilen kişiyi tanık olarak bildirmekte fayda vardır.

Örneğin bir telefon görüşmesinde, telefondaki ses yükseltici veya ikinci bir dinleme aleti sayesinde söylediklerinin duyulması neticesinde yapılan açıklamalar ve bu konudaki tanık ifadeleri geçerli olmalıdır.

Evde Alınan Ses Kaydı Delil Olarak Kullanılabilir Mi?

Evlilikle birlikte eşler arasında ortak bir yaşam kurulsa da, eşlerin birbirlerine karşı özel hayatlarının gizliliği ortadan kalkmamaktadır. Başka bir deyişle, eşlerin birbirlerine karşı bireysel hayatları bulunmakta ve buna müdahale edilerek elde edilen deliller hukuka aykırı delil sayılmaktadır. Aksi takdirde bu durum, eşlerin birbirlerine karşı sınırsız kontrol etme ve boşanma davasında kullanmak üzere ses kaydı delili elde etme hakkına sahip oldukları anlamına gelir. 

Ses ve görüntü kaydı gibi fotoğraflarda da hukuka aykırı delil tartışması söz konusu olabilir. Yargıtay’ın eşin günlüğünün delil olarak sunulması ile ilgili kararında ifade edildiği üzere, eşlerden birisi tarafından ortak yaşam alanında ele geçirilen fotoğraflar da, bahsedilen diğer deliller gibi yasak deliller kapsamında sayılmayıp, hükme esas alınabilir. Yine doktrinde bir görüş tarafından “Zehirli ağacın meyveleri” olarak nitelendirilen yasak deliller konusunda şu ayrımın yapıldığı anlaşılmıştır: Öncelikle kişilik hakkı, özel yaşam ve sır alanı ihlal edilerek elde edilen bir fotoğraf veya başka deliller yasak delillerdendir. Ancak kamuya açık bir yerde oturan veya kişinin evinin balkonunda çekilen fotoğrafların boşanma davasında delil olarak sunulabileceği ifade edilmiştir.

Şunu da belirtmek de fayda var: Kişilik hakkının ihlali sonucu elde edilen kanıtların kullanılmasına hakkı ihlal edilen eş izin verirse bu kanıt mahkemece kullanılabilir.

Hukuka Aykırı Elde Etme ve Hukuka Aykırı Yaratma

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun konu ile ilgili bir içtihadına göre, bir delilin usulsüz şekilde elde edilmesi durumunda, bu delil, somut olaya göre değerlendirilebilirse de; usulsüz bir şeklinde yaratılan delil değerlendirilmeye tabi tutulamaz. Böylece hukuka aykırı olarak elde etme ile hukuka aykırı olarak yaratılma arasında ayrım yapılmakta ve hukuka aykırı bir şekilde elde edilen ses kayıtlarının somut olaya göre kullanılabileceği, ancak hukuka aykırı olarak yaratılan ses kayıtlarının hiçbir şekilde davada kullanılamayacağı kabul edilmektedir.Örneğin tehdit ve baskı altında alınmış bir ses kaydı hukuka aykırı olarak “yaratılmış” sayılır ve davada delil olarak kabul edilemez. Başka bir örnek olarak ses kaydında montaj veya oynama yapılmışsa bu delil yine hukuka aykırı yaratılmış bir delil sayılacaktır.

Yine evde veya sitede ya da başka bir yerde güvenlik için kurulan sistemin kaydı sırasında tesadüfen elde edilen ses kayıtları hukuka aykırı delillerden sayılmazlar ve boşanma davalarında delil olarak kullanabilirler.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suç Oluşturabilir

Boşanma davasında ses kaydını delil olarak kullanmak isteyen eş bu konuda son derece dikkatli davranmalıdır. Nitekim önceden planlayarak ve tasarlayarak alınan ses kaydı “özel hayatın gizliliği” suçunu oluşturur. Bu doğrultuda ses kaydı alınan eş Savcılığa şikayette bulunarak diğer eşin aleyhinde soruşturma başlatılması ve cezalandırılmasını talep edebilecektir.

Dikkat etmeniz gereken bir örnek: Boşanma davanızda ses kaydı aldınız ve bu ses kaydını da tanıklarınıza dinlettiğinizi varsayalım. Bu durumda davalı eşiniz sizi ve tanıkları savcılığa şikayet ederek ses kaydının hukuka aykırı bir şekilde tanıklara dinletildiğini iddia eder ve savcılığa şikayette bulunur.

Ek olarak özel dedektif ile elde edilen delilin özel düzenekle doğal olmayan yollardan elde edilmesi sebebiyle kabul edilmediğini de belirtmek isteriz. Kısacası “sadakatsizlik ve zinayı” kanıtlamak amacıyla hukuka aykırı bir şekilde oluşturulmadıkça ses kaydının delil olarak kullanılması kabul edilmektedir.

Aldatmayı Kanıtlar Ses Kayıtları Delil Olarak Kullanılabilir Mi?

Eşlerin evlilik birliği içerisinde birbirlerine sadık kalması bir yükümlülüktür. Bu çerçevede aldatan eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmış olduğu ortadadır. Bu durum açıkça hukuka aykırı bir eylemdir. Sırf bu hukuka aykırı eylemi kanıtlayabilmek ve ortaya çıkarabilmek için aldatılan eş tarafından alınan ses kaydı diğer eşin bilgisi olmadan alınmış olsa da hukuka aykırı bir eylem olmaktan çıkmaktadır.(4)

Evlilik birliğinde eşlerin sadakat yükümlülüğü aynı zamanda ailenin özel hayatının gizliliği ve dokunulmazlığını korumaktadır. Ailenin özel hayatına aykırı davranarak aldatan eş, hususi olarak aldatmayı ispat edebilmek için alınmış ses kaydına “özel hayatın gizliliğini ihlal” iddiasıyla karşı çıkıp, delilin değerlendirmeye alınmamasını talep edemeyecektir.

Sonuç olarak boşanma davasında ses kaydının delil niteliğini şu şekilde özetleyebiliriz:

1-Eşlerin ortak konutlarında elde edilen delillere dayanılabileceği

2-Eşlerin ortak konutlarında alınan ses kaydının Yargıtay tarafından hukuka uygun elde edilmiş bir delil olarak değerlendirildiği,

3-Başkaca bir delil edinme olanağı olmadığı durumlarda, somut olayın özelliklerine bakılarak video kayıtlarının da delil olarak değerlendirilebileceği görüşünün Yargıtay tarafından benimsendiği,

4-Yargıtay’ın 15.2.2012 ve 26.11.2014 tarihli kararlarıyla geliştirdiği içtihada göre, hukuka aykırı elde edilen delilin medeni yargılamada kullanılıp kullanılmamasında somut olaya göre hareket edildiği,

5-Bir kurgu tasarlanarak, bu çerçevede ilgilinin videosunun kayıt altına alınması durumunda bu yöntemle elde edilmiş delilin “usulsüz olarak yaratılan bir delil” olarak kabul edildiği ve hiçbir şekilde değerlendirmeye alınmadığı görülmektedir.


  1. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2013/19577K.,  2014/1926, T. 5.2.2014
  2. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, E. 2014/11623, K. 2015/20, T. 12.1.2015
  3. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2011/2-703 K.,  2012/70, T. 15.2.2012
  4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 26.11.2014 Tarihli, 2013/4-1183 E., 2014/960 K.

Avukat Saim İNCEKAŞ – Seyhan/Adana 01010

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir