Boşanma Davasında Günlük,Hatıra ve Not Defteri Delil Sayılır Mı?
-Günlük, Hatıra ve Not Defterleri İle Mektuplar
Hukukumuzda kural olarak hukuka aykırı yollarla elde edilmiş delillerin mahkemece değerlendirilmesi yasaktır. Bu doğrultuda kişilerin özel hayatlarının gizliliği ihlal edilerek edinilmiş mektup veya günlük gibi yazılar yasak deliller olarak değerlendirilmektedir.
Ancak boşanma davalarında eşlerden birisi, diğerinin başka bir kişi için yazmış olduğu notları, mektupları veya bu yönde tuttuğu günlük ve hatıra defterlerini delil olarak kullanmak istemesi durumunda, elde edilen bu delillerin özel hayatın gizliliğini ihlal edip etmeyeceği ve bunların yasak deliller kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bir kararında ele alınmıştır:
Yargıtay’a göre, öncelikle temel esas, kişilerin özel hayatlarının gizliliğinin korunması ve delillerin hukuka aykırı yollarla elde edilmemiş olmasıdır. Ancak bunu her somut olay açısmdan ayrı değerlendirmek gerekir. Boşanma davası da olsa, eğer kullanılan deliller çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş ise, zaten hukuka aykırılık söz konusu olup, bu şekilde elde edilen deliller bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz. Ancak eğer deliller bu şekilde hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş ise, bazı değerlendirmelerde bulunmak gerekir. Şöyle ki, boşanma davaları zaten kişilerin özel hayatını ilgilendiren davalardır. Dolayısıyla başkası açısından özel hayatın gizliliği kapsamına giren not defteri, günlük veya mektuplar, kişinin eşi tarafından birlikte yaşadıkları mekanda ele geçirilip mahkemeye delil olarak sunulursa, bu deliller hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş sayılır ve mahkemece delil olarak değerlendirilmelidir. Çünkü bunları yazan eş, birlikte yaşamını sürdürdükleri evde diğer eşin bunları görebileceğini bilecek durumdadır. Bunların evde dolabın içinde veya yatağın altında gibi gizli yerlerde ele geçirilmesi durumunda da, hukuka aykırı yollardan elde edilmiş oldukları kabul edilemez.
Burası eşlerin birlikte yaşadıkları bir yer olduğundan, diğer eş için gizli mekan olarak kabul edilmemektedir. Başka bir deyişle hiç kimse evinde elde etmiş olduğu delili hukuka aykırı bir şekilde elde etmiş sayılamaz . Yargıtay’ın bu kararında bahsedilen mektuplar, eşlerin başkası için yazmış olduğu veya başkası tarafından eşlerden birine yazılan mektuplardır. Fakat eşlerin birbirlerine yazdıkları mektupların delil olarak kullanılıp kullanılmayacağının konu açısından değerlendirilmesi gerekir. Mektuplar, kişilik değerleri kapsamında kabul edilen ve hukuki korumadan yararlanan özel metinlerdir. Dolayısıyla kişinin rızası alınmadan yazmış olduğu mektubun yayınlanması veya kullanılması kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilmektedir . Bu çerçevede özel hayatın gizliliği ihlal edilerek elde edilen mektuplar delil olarak kullanılamaz.
Eşler Birbirlerine Yazdıkları Mektupları Delil Olarak Kullanabilir
Ancak boşanma davalarında eşler iddia veya savunmalarını ispatlamak için, birbirlerine yazmış oldukları mektupları delil olarak sunabilirler . Boşanma davalarında bu mektupların delil olarak kullanılmasının, kişilik haklarına saldırı niteliği taşımayacağı ve yasak delil olarak kabul edilemeyeceği söylenebilir. Çünkü bunlar zaten aleyhinde delil olarak kullanılacak kişi tarafından gönderilmiştir ve savunma hakkı kapsamında bunların delil olarak kullanılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Avukat Saim İNCEKAŞ – Seyhan/Adana 01010
Günlük Delil Sayılır Mı?
Boşanma davasının zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir dava olması nedeniyle, kocanın yatak odasında bir dolabın içinde ya da yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesinin, bu mekânın eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdükleri bir yer olduğu için kadının gizli mekânı olarak kabul edilemeyeceğine dayandırmış ve “Diğer taraftan özel hayatın gizli alanları, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebilir. Nasıl ki, kadın başka bir erkekle müşterek hanedeki yatak odasında sevişirken koca tarafından kapı kırılarak içeri girilmesinde hukuka aykırılıktan söz edilemezse, ortak yaşanan evde bulunduran not defterinin elde edilmesi de hukuka aykırı olarak değerlendirilemez. Eşlerin evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları yasal bir zorunluluktur. Kadının bu konulardaki özel yaşamı, evlilik ile bir araya geldiği hayat arkadaşı kocayı da en az kadın kadar ilgilendirmektedir. Bu nedenle de davalıya ait hatıra defterinin delil olarak değerlendirilmesinde kuşkuya düşmemek gerekir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.09.2002 tarih ve E. 2002/2-617 K. 2002/648)