Boşanma Davası Dilekçe Örneği

Boşanma davaları taraflardan birinin nöbetçi aile mahkemesine vereceği bir dilekçe ile açılmış sayılır. Boşanma süreci detaylara hakim olunması gerekilen bir süreçtir. Boşanma dava dilekçeniz sizin lehinize unsurlar doğuracağı gibi dilekçede somut olayı hukuk temellerine aykırı aktarmanız veya eksik taleplerde bulunmanız büyük hak kayıplarına yol açabilir. Aşağıda paylaşmış olduğumuz boşanma davası dilekçeleri sadece örnek vermek amaçlıdır. Her bir somut olay için değişiklik arz eden unsurlar taşır. Aşağıda çeşitli konularda boşanma dilekçesi örnekleri bulunmaktadır.

Dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin gösterilmesi gereklidir. İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Usulüne uygun biçimde bildirilen vakıaların doğru olduğu yargılama sırasında ispat edilirse, tarafların talep sonuçları da bu duruma göre kabul veya reddedilecektir.


Çekişmeli Boşanma Davası Dilekçesi -1-


ADANA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

KONUSU: MK 166. md. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması gereğince boşanma ve MK.174 md gereğince davacı için, davalı aleyhine 10.000-TL manevi tazminata karar verilmesi taleplerinden ibarettir.

OLAYLAR

Müvekkil davacı ve davalı 01.10.2016 tarihinden bu yana evli olup tarafların müşterek çocukları da bulunmamaktadır.

Müvekkilim ve davalı arasında son birkaç yıldan beri süre gelen şiddetli geçimsizlik mevcuttur. Evine ve eşine düşkün olan müvekkil davacı her zaman eşinin istekleri doğrultusunda hareket etmiş olumlu ve ılımlı tavır sergilenmiştir. Fakat son zamanlarda davalı ve müvekkil arasındaki geçimsizlik tarafların hayatlarını çekilmez hale getirmiştir.

Müvekkilim, mutlu bir aile olmak için eşinin isteklerini her zaman ön planda tutmuş bunun için kendi ailesinden bile kopma noktasına gelmiştir. Davalı taraf daha düğün gecesi birçok tanık huzurunda müvekkilin annesine karşı “ben sizinle görüşmek istemiyorum” diye bir cümle kurmuş ve müvekkilin ailesi ile ilişki kurmaktan her zaman kaçınmıştır. Müvekkilin ailesi gelinlerine her zaman yardımcı olmuş asla aile ilişkilerine karışmamıştır. Nitekim karışması da mümkün değildir çünkü müvekkilin ailesi farklı bir şehirde ikamet etmekteydi. Üstelik zaman zaman meydana gelen kavgalar neticesinde müvekkilin aile büyüklerinin davacıyı sakinleştirip, araya girmesi ile evlilik birliği bugüne dek sürdürülebilmiştir. Bu kavgalar devam ederken davalı ailesi hiçbir anlamda yapıcı olmamış aksine davalıyı kışkırtmış, davalıyı eşinden daha da uzaklaştırmıştır ve gün geçtikçe evlilik birliği daha da çekilmez bir hal almıştır.

Davacı müvekkil ailesi ile eşi arasında sürekli psikolojik sorunlar yaşamaya başlamıştır. Davalı eş asla müvekkilin ailesi ile görüşmek istememekte müvekkili her zaman ailesine ve çevresine karşı mahcup etmekteydi bu da müvekkilimi ağır psikolojik bunalımlara girmesine sebep olmuştur. Nitekim en son müvekkilin ailesi 2017- Aralık ayında İstanbul’a taşınmış ve bu taşınma dolayısıyla davalıya haber göndererek barışalım geçmişi silelim bundan sonra sorun yaşamayalım talebinde bulunmuş fakat bu durumda davalı tarafından olumsuz dönüş yapılmıştır. Davalının sebebini müvekkilin bilmediği ve anlayamayacağı bir şekilde ailesinin istememesini ve sürekli ailesini kötülemesine anlam verememiş somut bir neden bulamamıştır. Müvekkilimin ailesi müşterek eve geldiklerinde davalı evden çıkıp abisinde kalmış yine huzursuzluk çıkartmıştır. Nitekim müvekkilin ailesine ait Akçay’da yazlığına gittiklerinde de 2 gün kalınmış ve müvekkil her şey düzledi sanırken tatil dönüşünde davalı, müvekkil davacıya “çocuk olursa eve gelmesinler sen götürüp gösterirsin ve uzmanlık yemeğine ailen gelmesin istemiyorum” tarzında söylemlerde bulunmuştur. Son olarak da müvekkilim de bardağı taşıran son damla olarak 2018 Temmuz ayında müvekkilin babaannesi vefat etmiştir. Müvekkil üzgün bir şekilde cenazeye İzmir’e gitmek için hazırlık yaparken davalı cenazeye gelmek bir yana müvekkile “keşke arabada teyzenler olmasaydı, ben de senle gelirdim, beni Seferihisar’da bırakırdın, ben gezerdim, dönerken de alırdın” demiştir. Müvekkil derin bir üzüntü ve huzursuzlukla cenazeye tek başına katılmış cenaze dönüşü de dönünce boşanmak istediğini ifade etmiştir. Müvekkil evden çıkarken sadece şahsi eşyalarını ve evlilik birliği içinde edilmiş arabayı alarak evden çıkmıştır.

Davalı aile bilincinden uzak eşine gerekli ilgi ve alakayı gösterememiştir. Boşanma kararı alan müvekkile karşı daha hırçınlaşmış asla yapıcı olmamıştır. Huzursuzluğa ve aile birliği kurma bilincinden uzak davalı taraf müvekkil davacıya hakaret içerikli ve tehditkârı birçok mesaj atmıştır. (dosyaya sunulacaktır) Tüm bu yaşanan olumsuzluk ve huzursuzluktan sonra müvekkil çevresinde sürekli üzgün ve hasta gibi gezerek insanlara bir şey belli etmemek için uğraşıp durmuştur. Büyük bir psikolojik yük üzerine alan müvekkil için bu evliliği sürdürmek çekilmez hal almıştır.

Bu süre zarfında müvekkil davacı anlaşmalı boşanmak için birçok adım atsa da davalı boşanmak istese de işi zora koşmak için davacının asla karşılamayacak manevi tazminat talebi ayrıca, düğünde takılan takıların rıza ile bozdurulup nakde çevrilmesine rağmen o günkü değerini 3 katını istemiş ayrıca evlilik birliği içinde satın alınan aracın da iadesini talep etmiştir. müvekkil davacı X Hastanesinde Asistan doktor olarak çalışmakta maaşı yapılacak sosyal ekonomik araştırma ile ortaya çıkacaktır ayrıca kusur oranı ile değerlendirildiği zaman müvekkil davacının manevi tazminat talebi mevcuttur.

“Medeni Kanunun Madde 174- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”

Nitekim Tanık anlatımları ile ortaya çıkacağı üzere davalı taraf, müvekkil davacı üzerinde sürekli bir baskı ve huzursuzluk oluşturmuş, müvekkilimin yaşadığı evlilik travmaları hayatı boyunca büyük bir psikolojik yıkım yaratacaktır. Bu nedenle, müvekkilim davacıya 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ediyoruz.

Davalı taraf fizyoterapist olarak x hastanesinde çalışmaktadır. Davalının Sgk kayıtları her ne kadar asgari ücretten gözüküyor olsa da davalı 4000-TL + prim üzerinden çalışmaktadır. Ayrıca yine hastane dışında hastalara hizmet vererek maaşının üstüne aylık 1.000- 1.500-TL arasında ek gelir elde etmektedir. Mesleği ve iyi bir maaşı olan davalının nafaka isteyerek çekişmeli bir davaya dönüşmesini istemesinin sebebi tamamen yıldırmak ve yıpratmak amaçlıdır.

Nitekim Sosyal Ekonomik Araştırma yapıldığında bu durum açıkça ortaya çıkacaktır. Müvekkil evden ayrı kaldığı zaman süresince de davalı kendini geçindirecek kadar iyi bir maaşının olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim evin genel giderlerini yüklenen davacı müvekkil olmakla düğün masrafları için çektiği 100.000-TL yakın kredi borcu hala devam etmektedir.

Evlilik birliğinin devamında yarar ve umut görülmediğinden ve evliliğin sürdürülmesinde tarafların ve toplumun hiçbir menfaati kalmadığından işbu dava açılmıştır. Taraflar arasındaki evlilik birliği fiilen bitmiştir ve bunun hukuki olarak da tescil edilmesi zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ SEBEBLER  :MK 166.md,HMK ve ilgili kanun hükümleri

DELİLLERİMİZ: Nüfus kayıtları, taraflar arasındaki mesajlaşma kayıtları, tanık beyanları, yemin ve ikamesi mümkün her türlü delil.

SONUÇ: Yukarıda arz ve izah olunan sebeplerden dolayı, MK 166.md. uyarınca tarafların boşanmalarına,  Müvekkilim manevi açıdan bir psikolojik sorunlar yaşamasına sebep olan evlilik dolayısıyla 10.000 TL manevi tazminat, yasal faiziyle birlikte hükmedilmesine, Mahkeme masraflarının ve vekâlet ücretinin karşı tarafa  yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim.

Davacı Vekili

Av. Saim İNCEKAŞ


 Boşanma Davası Dilekçesi -2-


ADANA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE

DAVACI:

VEKİLİ:

KONU:

AÇIKLAMALAR

Taraflar yaklaşık 10 aylık evli olup bu evliliklerinden çocukları olmamıştır.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren geçimsizlik evliliğin ilk günlerinde başlayıp giderek şiddetlenmiştir. Davalının tavır ve davranışlarından kaynaklanan bu olumsuzluk evlilik birliğinin olmazsa olmazlarından olan güven ilişkisini tamamen ortadan kaldırdığı gibi birlikte yaşamadan beklenen kişisel ve toplumsal faydayı da yerle bir etmiştir. Şöyle ki;

Davalının evlilik öncesinde kendisiyle ilgili anlattığı birçok konunun sonradan doğru olmadığı ortaya çıkması ve yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmesi güven duygusunu ortadan kaldırmıştır. Buna sebep olan olaylardan bazılarını şöylece özetleyebiliriz:

Evlilik öncesi görüşmelerde davalı, İstanbul’da hafızlığını tamamladığını, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan hafızlık belgesi olduğunu, hafızlığı 8 ayda bitirdiği için umre hediyesi kazandığını, umreye abisi Mehmet ÖZTÜRK ile birlikte gideceğini söylemiştir. EK-1 de sunulan mesajlaşma çıktılarından da anlaşılacağı üzere umreye giderken telefonu götürmeyeceğini bu sebeple iletişim kuramayacaklarını beyan etmiştir. Hatta bu umrenin ikinci umresi olduğunu ifade etmiştir. Bu sebeple o dönem 10-15 gün kadar davalı ile müvekkil iletişim kuramamıştır.Mesajlardan da anlaşılacağı üzere 02.02.2017 tarihinde umreden döndüğünü söylemiş ve mesajlaşma tekrar başlamıştır. Evliliğin ilerleyen sürecinde davacının aslında hafız olmadığı, umreye de gitmediği anlaşılmıştır. İletişim kurulmayan dönemde ne olduğu, davalının neden böyle bir yalana başvurduğu müvekkilde ciddi bir şüpheye açtığı gibi o dönem halen karanlıktadır.

Mesaj kayıtlarıyla da sabit olduğu üzere altına, eşyaya tamah etmeyen ‘minder olsa yeter’ diyen davalı düğün alışverişleri sırasında her konuda sorunlar çıkarmış ekonomik ve sosyal durumla mütenasip olmayan istek ve tavırlar evlilik sürecinde de de devam ettiği gibi bir çok tartışma ve huzursuzluğa sebep olmuştur.

Davalı başlangıçta annesinin kanser hastalığından vefat ettiğini ve kendisinin de bağırsak kanseri başlangıcı teşhisiyle Seyhan Hastanesinde tedavi gördüğünü ve iyileştiğini söylemiş ise de kız isteme töreninden önce annesinin aslında yaşadığını ama doktorların umut vermediği için öyle söylediğini beyan etmiştir. Düğünden sonra ise annesinin sağlıklı olduğu ve kendisinin öyle bir rahatsızlık geçirmediği ortaya çıkmıştır.

Davalının yukarıda bahsedilenlerin dışında babasının arabasından, abisinin işine ve tahsiline kadar hemen hemen her konuda yalan söylediği ortaya çıkmış tüm bu davranış ve söylemler müvekkilin davalıya olan güvenini sıfıra indirmiştir.

Davalı, en ufak sebeplerden dolayı çıkardığı huzursuzluklardan sonra evi terk etmeyi olağan bir davranış haline getirmiştir. Daha evliliğin ikinci gününde bile müvekkilin yurtdışına gidecek olan dayısının evlerine hayırlı olsun ziyaretine gelmesini problem yapıp evi terk etmeye kalkmıştır. Bu gibi olaylar evlilik boyunca mütemadiyen tekrarlanmıştır.

Evlilik her iki tarafa da görevler ve sorumluluklar yükleyen bir toplumsal müessese olmasına rağmen davalı evlilik birliğinin bir kadına yüklemiş olduğu görev ve sorumlulukları yerine getirmekten ısrarla kaçınmıştır. Evin temizliği ile ilgilenmemiş, çoğu zaman yemek dahi yapmamıştır. Bu davranışlarıyla Tip 1 Diyabet (Şeker) hastası olan ve düzenli beslenmesi gereken müvekkilin sağlığını riske etmiş, tüm telkinlere rağmen görevlerini yapmaktan imtina etmiştir. Çamaşır, bulaşık gibi en basit işleri dahi yapmamış müvekkil evlilik boyunca giyecek temiz kıyafet bulmakta güçlük çekmiştir. Bu husus Yargıtay 2. H.D. 2016/12660 Esas – 2016/13926 Karar numaralı içtihadında da evlilik birliğini sarsan sebep olarak görülmüştür.

Davalı kişisel temizliğini de aksattığından müvekkil tarafından utanılarak uyarılmış ancak bu durumdan da müspet bir sonuç alınamamıştır. Bu hususlar bir çok kararda olduğu gibi Yargıtay 2. H.D. 2012/21189 Esas – 2013/7443 Karar ve 2016/17231 Esas – 2018/5989 Karar numaralı kararlarında evliliği çekilmez hale getiren sebepler olarak değerlendirilmiştir.

Davalı sinirlendiğinde müvekkile ve ev eşyalarına zarar verdiği gibi toplum huzurunda da bu davranışlarını sergilemekten kaçınmamıştır. Öyle ki gelen misafirlerin önünde bile müvekkile bağırmaktan çekinmemiş, kavga etmekten geri durmamıştır.

Davalı sadece müvekkile değil kendine de zarar vermeyi sıradan bir davranış haline getirmiş, defalarca kollarını jiletlemiştir. Kendini odaya kapatıp jiletle vücuduna zarar vermekte iken defalarca müvekkil tarafından engellenmiştir. Bu davranışının önceden de olduğu vücudundaki jiletten kaynaklı yara izlerinin düğün sonrası görülmesiyle anlaşılmıştır.

Yaşanılan tüm olumsuzluklara rağmen müvekkil büyük bir sabırla davalıya yardımcı olup evliliğini kurtarmaya çalışmıştır. Bu doğrultuda aile danışmanından yardım alınmış, davalı terapilere götürülmüştür. Aile danışmanının davalının psikiyatriye gitmesi gerektiği yönünde telkin ve tavsiyesi olmuştur. Davalı bunun üzerine kendi ailesi ile birlikte özel bir psikiyatri kliniğine gittiğini tedavi neticesinde LUSTRAL 50 mg isimli ilaç verildiğini ifade etmişlerdir. Müvekkilin haricen öğrendiğine göre davalının bu beyanının da gerçek dışı olduğu, davalının söz konusu tedaviyi evlilik öncesinde 2011 yılında aldığı tespit edilmiştir. Resmi sağlık kayıtları getirildiğinde davalının tedaviye gittiğini iddia ettiği tarihin 2018 olmadığı açığa çıkacaktır.

Tüm çaba ve gayretlerine rağmen davalıda en ufak bir ilerleme görülmemesi üzerine müvekkil ailesinin yanına gelmiştir. Aynı çatı altında iken yaşanan davalının beddua, hakaret ve tehditleri bu aşamadan sonra artarak devam etmiştir. Hakareti ispatlanan eş, Yargıtay kararlarında diğer eşe göre daha ağır kusurlu sayılmaktadır.

Davalının sebebiyet verdiği ve yukarıda detaylıca izah edilen olumsuzluklar evlilik birliğinin bir daha düzelmeyecek şekilde temelinden sarsılmasına sebebiyet vermiştir. Bu noktaya gelmiş bir evliğin devamı ne taraflar için ne de toplum için fayda getirmeyeceğinden boşanmaya karar verilmesini talep ediyoruz.

Müvekkil, yaşadığı hadiseler sebebiyle manevi açıdan ciddi şekilde yıpranmıştır. Evlendiği zaman kurduğu mutlu bir evlilik hayali yerle bir olmuştur. Davalının ağza alınmayacak beddua, tehdit ve hakaretlerine muhatap olan müvekkilin kişilik hakları saldırıya uğramıştır. Müvekkilin yaşadığı manevi çöküntüye bir nebze de olsa çare, davalıya da bir ders olması açısından 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini talep ediyoruz.

Müvekkil evlilik ve yeni bir ev açmak için çok ciddi harcamalar yapmıştır. Boşanmadan sonra yeni bir evlilik yapacak olsa aynı masrafları yeniden yapmak zorunda kalacaktır. Bundan dolayı 50.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini talep ediyoruz.

H.SEBEPLER: H.M.K., M.K., B.K. ve ilgili mevzuat.

DELİLLER:

  1. Nüfus kayıtları,
  2. Tanık beyanları.
  3. Davalının vücudundaki jilet izlerinin tespiti için bir hastaneye sevki ile rapor aldırılması,
  4. Diyanet İşleri Başkanlığından davalıya ait hafızlık belgesi olup olmadığının araştırılması,
  5. Seyhan Hastanesinden davalının bağırsak kanseri başlangıcı teşhisiyle tedavi görüp görmediğinin araştırılması,
  6. Emniyet Genel Müdürlüğünden davalının 2017 yılında yurtdışı giriş-çıkışı yapıp yapmadığının sorulması,
  7. Davalının 2018 yılında psikiyatri yönünden tedavi olup olmadığının araştırılması,
  8. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılması,
  9. Yemin ve her türlü yasal delil.

NETİCE-İ TALEP:

Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığımız sebeplere ve yargılama safahatında sabit olacak iddialarımıza istinaden davamızın kabulü ile;

  1. Tarafların BOŞANMALARINA,
  2. 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 100.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile verilmesine;                                            
  3. Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline;

karar verilmesini vekâleten saygıyla arz ve talep ederiz.

Davacı Vekili  

EKLERİ: Mesaj Kayıtları, Onanmış vekâletname sureti.

Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Dava Dilekçesi -3-

ADANA AİLE MAHKEMESİ’NE

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

KONU: Tarafların Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer maddelerine istinaden şiddetli geçimsizlik ve özel boşanma nedenleri kapsamında sayılabilecek fiiller gözetilip, davalı eşin tam kusurlu hareketleri de dikkate alınarak boşanmalarına karar verilmesi talebimizdir.

İZAH:

1. Müvekkil ile davalı 15 tarihinde birbirlerini severek evlenmelerine rağmen, evlendikten kısa bir süre sonra fikren ve ruhen anlaşamamaktan kaynaklı olarak taraflar arasında şiddetli geçimsizlik baş göstermiştir. Şiddetli geçimsizliğe davalının kusurlu hareketleri de eklenince evlilik birliği temelinden sarsılmış olup, taraflar ayrı yaşamaya başlamışlardır. Müvekkil, evlilik birliği içerisinde eşine her bakımdan destek olmuş, maddi ve manevi açıdan üzerine düşen görevleri yerine getirmek için azami çaba sarf etmiştir. Aşağıda detaylıca izah edileceği üzere, davalının kusurlu hareketleri ile sebebiyet verdiği tüm huzursuzluklara müvekkil tarafından düzelebilir umuduyla katlanılmış ise de, davalının kusurlu hareketleri evlilik birliğinin devam etmesini imkansız kılacak ölçüye ulaşmıştır. Şöyle ki;

a-) Evlilik birliğinin başlamasıyla birlikte, davalının talebi doğrultusunda müvekkil davalıyı çalıştığı işyerine her gün bırakmakta ve iş çıkışlarında işyerinden almaktadır. Bu durum sebebiyle müvekkil bazı zamanlarda işyerine geciktiğinden, çalışmış olduğu işyerinde sorunlar yaşamıştır. Bu durumu davalıya izah eden müvekkil, beklenmedik tepkilerle karşılaşmaya başlamıştır. Müvekkil, sırf davalının üzülmemesi için şartlarını zorlayarak erken kalkıp davalıyı işyerine bırakmaya devam etmiş ise de, yorgun olduğu için uyanamadığı bazı zamanlarda davalının pek kötü ve onur kırıcı davranışlarına maruz kalmıştır. Davalı, müvekkilin yorgunluk sebebiyle uyanamadığı zamanlarda müvekkili itekleyerek uyandırmaya çalışmış, müvekkilin yorgun olduğunu belirtmesi karşısında “kalk hadi beni işime bırak, başkalarına hizmet ediyorsan bana da hizmet edeceksin”şeklinde hakaretlerde bulunmuştur. Müvekkil tüm bunlara rağmen sükûnetini korumuş ve aile içinde tartışma yaşanmaması için elinden gelen gayreti göstermiş ise de, davalının bu tarz hareketleri giderek artmaya başlamıştır.

b-) Müvekkil zaman zaman kendi ailesinin yanında da davalının hakaretlerine maruz kalmıştır. Bu nedenle taraflar arasındaki geçimsizliği farkeden müvekkilin ailesi, tartışmaların sonlanması için müvekkil ile davalının aralarını düzeltmeye çalışmış; fakat davalı bu iyiniyetli hareketler karşısında davranışlarını değiştirmemiş ve hatta iyi niyetle hareket eden müvekkilin ailesine karşı da saygısızca bir tutum içerisine girmiştir.

c-) Müvekkilin Almanya’da ikamet eden teyzesi Türkiye’ye geldiğinde, müvekkil, davalı da dâhil olmak üzere ailesi ile plan yapmak istemiş; fakat davalı, müvekkilin ailesinin ve teyzesinin yanında müvekkile hitaben “plan yaparken bana mı sordun, çok sevdiğin ananı da al öyle git, ben senin ailenle aynı plan içerisine asla dâhil olmam”diyerek bağırmış ve müvekkili ailesinin yanında rencide ederek, müvekkilin onurunu kırmıştır.

Tüm bu izah edilen nedenlerden de anlaşıldığı üzere, davalının bu tarz manevi şiddet boyutuna ulaşan kusurlu hareketleri neticesinde taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığınettir. Bu birlikteliğin devamı, tarafların psikolojilerini ve sosyal çevredeki durumlarını olumsuz etkileyecektir.

2. Taraflar arasında baş gösteren şiddetli geçimsizlik evlilik birliğinin devamını imkansız hale getirmiştir. Tarafların tekrar bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirmeleri mümkün değildir. Şöyle ki;

Evlilik birliğinin devamının imkânsız bir hal aldığına, tarafların müşterek arkadaşları, müvekkilin ailesi ve aile yakınları da bizzat tanık olmuşlardır. Bununla birlikte, davalı taraf saygısız, gergin davranışlarını ve evde yarattığı huzursuz ortamı kabul etmesine rağmen, bu durumun düzelmesi için hiçbir gayret göstermemiştir. Sakinleştirici ilaçlar kullandığını, müvekkilden bazı hareketlerini maruz görmesini sürekli olarak istemiştir. Müvekkil tarafından da bu davranışlar maruz görülmesine rağmen, saygısızca tutum ve davalının gergin davranışları gün geçtikçe artmıştır. Davalının evlilik birliğinin devamı için hiçbir çaba sarf etmemesi bir yana, davalı, müvekkil ile sohbetlerini dahi tartışmayla sonlandırmıştır. Tartışmalar sistematik hale dönüşerek, manevi şiddet boyutuna ulaşmış ve şiddetli geçimsizlik vuku bulmuştur. Davalı eşin söz konusu tutum ve davranışları neticesinde aile huzuru ortadan kalkmış ve evlilik birliğinin sürdürülmesi imkansız hale gelmiştir. 

3. Davalı eş müvekkile karşı evlilik birliğinin gerektirdiği saygıyı hiçbir zaman göstermemiş, eş olarak evde gereken huzuru da sağlamamıştır. Her gün farklı ve sudan sebepler ile kıskançlık krizlerine girerek müvekkile karşı pek kötü ve onur kırıcı davranışlarda bulunmuştur. Şöyle ki;

a-) Davalı eş, evliliğin başlangıcından bu yana sürekli olarak eşine karşı kıskançlık yapmış, müvekkili arkadaşlarından ve hatta ailesinden dahi soyutlamaya çalışmıştır. Davalı eş, müvekkilin amcasının kızı ile aynı işyerinde çalışıyor olmasına rağmen, akrabalık ilişkisini hiçe sayarak, eşinin kuzeni ile muhatap olmamıştır. Davalı, müvekkilin amcasının kızından dahi müvekkili kıskanmış, bu nedenle de birçok kez tartışma yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Davalı eş ile tartışma yaşamamak ve biraz olsun evin huzurunu sağlamak adına müvekkil kendi kuzeninden dahi uzaklaşmıştır. Davalı eşin aile/akrabalık ilişkilerine saygısı olmadığı ve müvekkili herkesten soyutlamaya çalıştığı hususu izahtan varestedir.

b-) Davalı taraf, müvekkilin telefonunu inceleme, işyerinde olup olmadığını denetleme boyutuna ulaşacak şekilde müvekkile karşı her daim güvensiz ve aşırı şüpheci tavırlar sergileyerek, evlilik birliğini çekilmez bir hale sokmuştur. Ayrıca, sürekli biçimde kendi eniştesini örnek göstererek, müvekkile karşı “Hüseyin’in yapmış olduğu şerefsizliği yapma, adam ol” gibi ağır söylemlerde bulunmuştur.

c-) Evlilik birliğinin devamının imkansız bir hal aldığına müşterek arkadaş ve aile yakınları da bizzat tanık olmuştur. Keza davalı eş birçok kez saygısızca ve gergin davranışlarını kabul etmesine rağmen, bu durumun düzelmesi için hiçbir çaba sarf etmemiştir. Davalı eş evliliğin başlangıcından bu yana gergin ve huzursuz bir ortam yaratan davranışlar sergilemiştir. Evlilik birliğinin temeli ve asli dayanağı olan sevgi ve saygı taraflar arasında tükenmiş olduğundan, sonu gelmeyen tartışmalar ve taraflar arasındaki gerginlik, davalı tarafça müvekkilin sosyal çevresine de yansıtılmıştır.

d-) Davalı eşin gergin ve kıskanç tavırlarına rağmen müvekkil sakinliğini koruyarak, yaşanılan sorunları başkalarına yansıtmaması için davalıya telkinlerde bulunmuş ise de, davalı eş bu telkinlere aldırış etmemiş ve “bizi rezil ediyorum evet, daha çok rezil ederim, seni daha çok rezil edeceğim, şerefsiz” gibi söylemlerde bulunmuştur.

4. Davalı eş, evlilik birliği içerisinde edinilmiş malları tamamen kendisine özgüleyerek, bunu her fırsatta dile getirmiştir. Bu durum, davalı eşin evlilik müessesi gibi önemli bir kuruma değer vermediğini, müvekkile karşı saygısının olmadığını ve evlilik birliğini sürdüremeyeceğini açıkça göstermektedir. Şöyle ki;

a-) Davalı eşin, sudan sebepler ile yaratmış olduğu her tartışma sırasında veyahut sonrasında “bizim diye bir şey yok, burası benim evim, buradaki eşyalar sadece bana ait” gibi söylemleri göstermektedir ki, davalı eşsöz konusu evlilik içerisinde sadece bireysel bir tutum sergileyerek, evlilik birliğinin gereği olan müşterek hayatı hiçbir zaman kabul edememiştir.

b-) Şiddetli geçimsizliğe davalının kusurlu hareketleri de eklenince evlilik birliği temelinden sarsılmış olup, taraflar ayrı yaşamaya başlamışlardır. Bu ayrılık sürecinde müvekkil aile konutuna gidip kalmak istemiş; ancak davalı eş kapıyı kilitleyip kapının arkasında anahtarı bırakarak müvekkilin aile konutuna girmesine engel olmuştur.

c-) Davalı eş tarafından da söz konusu evlilik bitirilmiş olup, bunun en önemli kanıtı davalı eşin üç hafta önce aile konutunun kilidini de değiştirerek müvekkilin kişisel eşyaları da dâhil olmak üzere konutu tamamen boşaltarak gitmiş olmasıdır. Davalı eş, müvekkilin evlilik yüzüğü de dahil olmak üzere, düğünlerinde müvekkilin akrabaları tarafından takı olarak takılan ortalama 15.0000,00-TL değerindeki kolye, künye, Trabzon burması gibi ziynet eşyalarını da yanına alarak ortak konutu terk etmiştir. Trabzon burmasına ilişkin fotoğrafa ekte yer verilmektedir (EK-1). Bu hususlar, mal paylaşım davasına konu olması gerekir iken, davalı eşevlilik birliği içerisinde edinilen müşterek malları kendi tasarrufuna alarak ihkak-ı hak cihetine gitmiştir. Hukuk ve mevzuat ile bağdaşmayan bu fiil dahi davalı eşin evlilik birliğini sonlandırdığını göstermektedir.

5. Yukarıda izah edilmiş olan sebeplerden ötürü, davalı eşin davranışları neticesinde tarafların ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmıştır. Bu sebeple, tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekmektedir.

Nitekim, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 29.3.2013 T.,2012/8212 E. ve 2013/8721 K. sayılı kararında, “…Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı (kadın )’ın evlilik birliğinin gerektirdiği görevleri yerine getirmediği ve kayınvalidesine ağır hakaretlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen bu olaylar karşısında koca da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre; boşanmaya kocanın karşı boşanma davası da kabul edilerek karar verilmesi gerekirken, karşı davanın reddi doğru bulunmamıştır.” ifadeleriyle, taraflardan birinin kayınvalidesine hakaretlerde bulunması ve evlilik birliğinin gerektirdiği görevleri yerine getirilmemesi durumunda boşanma kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

HUKUKİ NEDENLER: TMK, HMK ve sair mevzuat

DELİLLER: Karşı tarafın davaya cevap dilekçesine ve delillerine karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla;

  1. Fotoğraf (Evlilik birliği içerisinde kazanılan ziynet eşyasının varlığının kanıtı olarak bilahare dosyaya sunulacaktırEk-1),
  2. Tanık(Bilahare bildirilecektir),
  3. Nüfus kayıtları,
  4. Yemin,

5.Her türlü yazı, dilekçe, belge, tutanak, dosya, e-mail çıktısı vb. tüm evrak,

NETİCE-İ TALEP: Fazlaya ilişkin ve sair her türlü şikayet, talep ve dava haklarımız saklı kalarak, yukarıda izah edilen nedenler ve Sayın Mahkemece re’sen nazara alınacak hususlara binaen;

1.Tarafların Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer maddelerine istinaden, şiddetli geçimsizlik ve özel boşanma nedenleri kapsamında sayılabilecek fiiller gözetilip, davalı eşin tam kusurlu hareketleri de dikkate alınarak BOŞANMALARINA,

2. Yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına,

Karar verilmesini talep ederiz.

Boşanma Davası Dilekçesi -4-

AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE 

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

DAVA:

T.KONUSU: Şiddetli geçimsizlik nedeniyle tarafların BOŞANMALARINA 10.000TL  maddi 10.000TL manevi toplam 20.000,TL tazminat ile müşterek çocuklar … için 500,00TL, … için 250,00TL iştirak nafakası ile davacı müvekkile için  her ay  500,00TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesi talebini içerir dilekçedir.

AÇIKLAMALAR

1-Davacı müvekkil, davalı ile yaklaşık 1999 dan bu yana evli olup bu evlilikten tarafların müşterek çocukları 2001 doğumlu Tarık Emre ve 2005 doğumlu Bilal Nadir  bulunmamaktadır.                  

2-Taraflar birbirlerini tam olarak tanımadan görücü usulü evlendiklerinden zamanla fikri ve ruhi anlaşmazlıklar başlamış, temelde sağlam olmayan bu evlilik davalının evlilik hayatına uyum sağlayamaması ve evlenmeden önce söyledikleri ile hiç bağdaşmayan davranışları, eve olan ihmali, eşine karşı aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunması, sürekli aşağılaması, hakaretlerde bulunması eşini başka kadınlarla aldatıyor olması şiddetli geçimsizliğin baş nedenleridir. (Bu konuda tanıklarımızı bilahare sunacağız)

3-Davacının tüm iyiniyetli çabalarına rağmen davalı yukarıda belirtilen kötü tutum ve davranışlarından vazgeçmemiştir. Davalının bu tutumu neticesinde ORTAK HAYAT ÇEKİLMEZ BİR HAL ALMIŞ VE EVLİLİK BİRLİĞİ TEMELİNDEN SARSILMIŞTIR.                

4- Müvekkilim davacı müşterek çocukları da alıp annesinin evine taşınmıştır. Yaklaşık bir aydır ortak konut müvekkilim tarafından terk edilmek zorunda kalmıştır. Çocukların bakımı müvekkilim ve ailesi tarafından yapılmaktadır.    

5- Çocukların hem yaşları hem de bakım koşulları dikkate alındığında anneye muhtaç olduklarında ve davalının vardiyalı bir işte çalışıyor olması da dikkate alındığında VELAYETİN davacı anneye verilmesini de talep ediyoruz.

6- Sayın mahkemede boşanma yönünde kanaat hasıl olursa  M.K.174 ve diğer ilgili hükümler gereği, müvekkil şiddetli elem ve ızdırap çektiğinden 10.000,00.YTL Manevi tazminat ile boşanma durumunda müvekkilim eşinin desteğini yitireceğinden ve çok zor durumda kalacağından 10.000,00.TL’de Maddi tazminat talep etmekteyiz. 

7- Yine müvekkilin düzenli bir geliri ve kalacak yeri olmadığından; (davacının gelir sahibi olması da göz önüne alınarak) müvekkil için aylık 500,00 TL, tedbir (boşanmaya karar verilmesi halinde yoksulluk nafakası olarak devam edilmesini talep ediyoruz.) nafakası ile müşterek çocuklar Tarık Emre (2001) için 500,00TL , Bilal Nadir için 250,00 TL iştirak nafakasının   davalıdan tahsili ile davacı müvekkile verilmesine (boşanmaya karar verilmesi halinde müvekkil için yoksulluk nafakası olarak devamına) karar verilmesini talep etmekteyiz. 

8- Davalı Adana taşra teşkilatında işçi olarak çalışan bir kişi olup aylık ortalama geliri 2.500,00 TL’dir.

HUKUKİ NEDENLER: Medeni kanun, HUMK. ve ilgili mevzuat.

DELİLLER: Nüfus kaydı, tanık ve yasal her tür delil.

SONUÇ VE TALEP:

1- Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile yargılama esnasında re’sen dikkate alınacak hususlar karşısında; Haklı ve hukuka uygun davanın KABULÜNE, şiddetli geçimsizlik nedeniyle tarafların BOŞANMALARINA;

2- Müşterek çocukların VELAYETLERİNİN davacı anneye verilmesine;

3- Müvekkil şiddetli elem ve ızdırap çektiğinden 10.000,00.YTL Manevi tazminat ile boşanma durumunda müvekkilim eşinin desteğini yitireceğinden ve çok zor durumda kalacağından 10.000,00.TL’de Maddi tazminata hükmedilmesine;

4- Müvekkil için aylık 500,00 TL, tedbir (boşanmaya karar verilmesi halinde yoksulluk nafakası olarak devam edilmesini talep ediyoruz.) nafakası ile müşterek çocuklar Tarık Emre (2001) için 500,00TL(.) , için 250,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine; 

5- Davalının  sosyal ve ekonomik durumunun  tespiti için tensip ile birlikte davalının çalışmış olduğu şirket olan X şirketine müzekkere yazılmasına ;

Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz. tarih                   

DAVACI VEKİLİ

Çekişmeli Boşanma Davası Dilekçesi -5-

ADANA AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE          

DAVACI        :

VEKİLİ         :

DAVALI       :

KONU           : Müvekkil davacı ile davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle BOŞANMALARI, davacı müvekkil için 20.000 TL maddi 20.000 TL manevi olmak üzere toplamda 40.000 TL tazminat ödenmesine, dava süresince (sonrasında yoksulluk  nafakasına dönüşmek üzere) müvekkil davacı için  500 TL TEDBİR NAFAKASININ davalıdan alınarak davacıya ödenmesi kararı verilmesi talebidir.

AÇIKLAMALAR

2-Müvekkil ile davalı eş … tarihinde görücü usulü ile evlenmişler ve … ili … ilçesinde yaşamaya başlamıştır. Görücü usulü ile başlayan bu evlilikte ilk günden bu yana sorunlar yaşanmış davalı eş eşini ve evliliğini ihmal etmiş müvekkil eşi sık sık bırakıp hayvancılık ve çiftçilik yaptığından yaylaya çıkmak maksadı ile evi terk etmiştir. Eşler arasında yaşanan bu huzursuzluk bir araya gelinince yeniden devam etmiş ve davalı koca müvekkilime şiddet uygulamıştır. Defalarca eşe şiddet uygulamış olması bir yana müvekkilime hakaretlerde bulunmuş, müvekkilin bir gözündeki rahatsızlık nedeniyle oluşan görme bozukluklarını yüzüne vurmuş ve bir koca olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemiştir. Günlerce hayvancılık işi nedeniyle yaylarda olan ve eve uğramayan eş müvekkilin kişisel ihtiyaçlarını dahi gidermemiş ve müvekkil davacı çoğu zaman ailesinin yardımı ile kişisel ihtiyaçlarını karşılamıştır. Yine müvekkile ‘seni işimize yara, tarlalarda çalış diye aldık, sen körsün, çalışırsan çalış çalışmazsan babanın evine gönderirim.’gibi cümlelere maruz kalmıştır. Bu hususlarda tanık beyanları ile ispat olunacaktır.

3- Eş olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyen davalı eş eşine layıkınca bir koca olamadığı gibi davacı müvekkilim eşinin birlikte yaşadığı ailesi tarafından da hor görülmüş, şiddete ve hakaretlere maruz kalmıştır. Davalı koca tarafından sürekli olarak istenmediği ve davalının kendi eniştesinin zorlaması ile bu evliliği yaptığını ve kendisini istemediğini her fırsatta yüzüne vurmuştur. Hatta müvekkil ile yaşadığı özel ilişkileri dahi çevresindeki kişilerle paylaşmaya başlamış ve bu duyumlar müvekkile ulaşmıştır.

4- Müvekkilim aynı konutta kocası dışında eşinin annesi ve babası ve yetişkin kardeşi ile yaşamış ve tüm bu kişilerin bakım ve ihtiyaçlarını giderme sorumluluğu altına itilmiştir. Bu kişilerin müdahaleleri ile yaşamını sürdüren müvekkilim birkaç ay önce kendisini ziyarete gelen 9 yaşındaki kız kardeşi …. ile otururken aynı konutta yaşadığı eşinin kardeşi Mustafa’nın ortada elle tutulur bir sebep yok iken hakaret ve baskısına maruz kalmış ve kendisine ait cep telefonu elinden alınmış ve yere atılarak kırılmıştır. Bu olay üzerine evde büyük bir tartışma yaşanmış ve üç gün boyunca müvekkilim ve kız kardeşi Büşra odada kilitli tutulmuş ve sonrasında da istenmediği söylenerek davalı eş tarafından baba evine yollanmıştır.Bu evliliğin fiili olarak bittiği kendisine davalı tarafından sözlenmiştir.Tüm bu yaşananlara kız kardeş … şahitlik yapacaktır.

5- Davalı eş ve ailesi müvekkili istemediklerini beyan  istenmeyen gelin olduğundan sürekli hakaret ve baskıya maruz kalmıştır.Bu anlamda manevi olarak yıpranan müvekkil yönünden maddi ve manevi tazminat talebimiz mevcuttur. Haricen edindiğimiz bilgiler  göre davalı koca adına malvarlığı bulunmamakta ancak ailece varlıklı,yüksek hayat standartlarında yaşamaktadırlar.Oysaki davacı eş bu şekilde yokluk içerisine terk edilmişlerdir.Bu anlamda öncelikle nafaka yargılama ile tazminat talebimizin kabul edilmesini talep ederiz.

HULUKSAL NEDENLER : M.K ve ilgili mevzuat

DELİLLER                          : Şahit beyanları(tanık isimleri ön inceleme aşamasında sunulacaktır),bilirkişi ve her türlü yasal deliller

SONUÇ VE TALEP             : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebeplerden;

1-Müvekkil ve davalının yukarıda açıklanan nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması ve tarafların anlaşamamaları nedeniyle BOŞANMALARINA,

2-Dava süresince ödenmek ve  sonrasında yoksulluk nafakasına dönüşmek üzere müvekkilin kişisel ihtiyaçlarının karşılanması bakımından müvekkilime aylık 500 TL  NAFAKAYA HÜKMEDİLMESİNE,

3-Müvekkilin maruz kaldığı yoğun manevi baskı nedeniyle 20.000 TL MANEVİ  ve maddi kayıplar nedeniyle 20.000 TL MADDİ tazminat talebimizin kabulüne,

4-Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine  karar verilmesini vekalete arz ve talep ederiz.

                                                                       Davacı Vekili

Çekişmeli Boşanma Davası Dilekçesi -6- (Asliye Hukukta Aile Mahkemesi Sıfatıyla)

ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

(AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA)

(Adli Yardım Taleplidir)

DAVACI           

VEKİLİ             : 

DAVALI            : M. M ()

(Davalının MERNİS adresine tebligat çıkarılmasını talep ediyoruz. Mernis adresinin de bulunmaması halinde; mahkemece ilgili yerlerden sorularak adres araştırması yapılmasını ve tebligatın mahkemece ulaşılan adrese yapılmasını talep ediyoruz.)

KONU              : Adli yardım ve boşanma taleplidir

AÇIKLAMALAR:

Müvekkil xxxx ile davalı yyyy 27/08/2001 tarihinden itibaren evlidirler. Bu evlilikten de müşterek 1 çocukları bulunmaktadır.

Müvekkilim evlilik hayatı boyunca bugüne kadar müşterek çocukları için devam etmek zorunda kalmış ve en nihayetinde eşinin kendisini sürekli olarak başka kişilerle zina etmesi ve psikolojik şiddete uğraması sebebiyle evliliğini sona erdirme kararı vermiştir.

Davalı yan ile müvekkilim sürekli kavga etmişler ve hatta davalı taraf eşimi sürekli olarak şiddet dahi uygulamıştır. (Buna ilişkin tanıklarımız belirtilmiştir)

Müvekkil, bir eş olarak üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmesine rağmen, evlilik sonrası davalının müvekkile karşı olumsuz kişiliği ortaya çıkmıştır. Kültür farklılığı, mizaç uyumsuzluğu baş göstermiştir. Davalının asabi ve geçimsiz bir kişiliği vardır. En küçük sorunları bile büyütmüş, kavga ve tartışma ortamı yaratmaya başlamıştır. Müvekkile hiçbir saygı göstermemiş, müvekkilin kişiliğine ve saygınlığına karşı ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunmuştur. Bu tür küfür ve hakaretlere toplum içerisinde de sürdürmüştür. Davalının müvekkile hakaret ettiğini birçok kişi duymuştur. (Buna ilişkin tanıklarımız belirtilmiştir)

Müvekkilim, davalı ile evlenirken büyük bir mutluluk duyarak evlenmiş, eşine büyük bir değer vermiş ve evliliğinin bir ömür boyu mutlu ve huzurlu bir biçimde süreceği inancı ve hayalini beslemiştir. Ancak davalının yapmış olduğu olumsuz hareketler, müvekkilin davalı tarafından edilen hakaretlere maruz kalması ve toplum içerisinde küçük düşürülmesi, müvekkilin tüm gayretlerine karşın davalının habersiz ve sebepsiz olarak eve uğramaması, geldiğinde ise müvekkile sürekli şiddet uygulaması müvekkilde büyük bir hayal kırıklığına neden olmuş, müvekkil üzüntü içinde psikolojik çöküntüye girmiştir.

Davalı müvekkilimin sürekli anneliğini küçük hakaretlerde bulunmuş, layıkıyla anne olamadığını herkesin içerisinde vurgulayarak söylemiş ve toplum içinde küçük düşürmüştür. Gene müvekkilin ailesi içinde müvekkile sürekli olarak “Sen bir kambursun, kansersin, boşanalım, geri zekalı, orospu, kahpe, sen yoluna ben yoluma” diyerek müvekkilimi beğenmediğini, yanında dahi görmek istemediğini sürekli olarak kendisine söyleyerek aşağılamıştır. Hatta müvekkilim henüz daha çocukken başka bir erkek arkadaşı olması sebebiyle müvekkilime dahi ağıza gelmeyecek sözler söylemiştir.

Ayrıca müvekkilin ailesi dahi “senin ailen kötü, berbat bir sülalen var, inşallah hepsi geberir de orada yalnız başına çürürsün” gibi küçük düşürücü sözleri ağzından düşürmemiştir. Hatta müvekkilin babası için dahi “Senin baban boynuzlu bir p…venk, hayatında kimlerin olduğu ve kaç çocuğu olduğu belli değil” gibi sözleri sürekli sarf etmiştir.

Müvekkilim her ne kadar çocuğunu bir anne hissiyle fevkalade ölçüde seviyor ise de davalı eşin Almanya’da yaşaması sebebiyle sağlık ve eğitim imkanları sebebiyle çocuğunun velayetinin de davalı tarafta kalmasını arzulamaktadır.

Müvekkil ekonomik yönden kötü durumdadır, avukatlık bedeli ve diğer yargılama masraflarını karşılayacak durumda değildir. Bu sebeple de Aydın Barosu Adli Yardım Bürosu’nun 16/10/2019 tarihli ve 2019000959 esas sayılı kararı ile şahsım X görevlendirilmiş bulunmaktadır. Durumu ispatlar nitelikteki belgeler ektedir.

Bu sebeplerle işbu davayı ikame etmek zorunluluğu doğmuştur.

YASAL NEDENLER       : Medeni Kanun ve her türlü yasal mevzuat

DELLİLER                     : Nüfus kayıtları, Tanıklar, Bilirkişi raporu, Yazışmalar ve her türlü sair – yasal delil

Tanıklarımız:

X(davalının evine pek gelmediğinde, müvekkile şiddet uyguladığına, çocukları ihmal ettiğine, hakaret ettiğine dair tanık)

Tanık listemize daha sonra eklemeler yapma hakkımızı saklı tutarız.

İSTEM SONUCU          :

Açıklanan nedenlerle

  • Adli yardım talebimizin kabulüne,
  • Davamızın kabulü ile evlilik birliğini temelinden sarsan davalı ile müvekkilin boşanmasına karar verilmesine,
  • Davalı ile müvekkilin müşterek çocukları ADM’in velayetlerinin davalı eşin üzerinde bırakılmasına,
  • Müvekkilin evlenmeden önceki soyadı olan … soyasına geri dönmesine,
  • Yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine

Karar verilmesini saygılarımla vekil eden adına talep ederim.

Davacı Vekili

EK: X Barosu Adli Yardım Bürosu’nca hazırlanan evraklar, nüfus kayıt örneği

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

Boşanma Dava Dilekçesi 7

ADANA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE

ADLİ  YARDIM TALEPLİDİR

DAVACI             :

ADRES               :                          

VEKİLİ               :

ADRES               :

DAVALI             :

 ADRES              :

 KONU                :Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davacıya verilmesi, nafaka ve maddi, manevi tazminat  talebidir.

AÇIKLAMALAR        :

1-Taraflar 30.05.2007 tarihinde evlenmişlerdir. Tarafların bu evlilikten 27.04.2009 tarihinde……………..,  24.05.2016 tarihinde……….., 08.02.2018 tarihinde ise …………..isimli  müşterek kız çocukları meydana gelmiştir.

2-Müvekkil 2012 yılında ailesini ziyarete gittiğinde evde bulduğu kadın saç telleri ve eşinin telefon mesajlarıyla eşinin kendisini işyerindeki arkadaşı ……………ile aldattığını öğrenmiştir. Ailelerin ara girmesi ve davalının özür dilemesi üzerine müvekkil eşini affetmiştir.

3-2016 yılında ise davalı Samsun’a iş için gitmesi gerektiğini ve kısa süre kalıp döneceğini söylese de davalı, 2016-2018 tarihleri arasında müvekkilimizi iki çocuk ve 3. çocuğa hamile bir halde tek başına bırakarak Samsun’a gitmiştir. Bu süreç içerisinde müvekkilin dizlerinde menisküs oluşmuş eğilip kalkmakta zorlanır hale gelmiş ve doktor tarafından ameliyat olunması gerektiği söylenmiştir. Bütün bunların zorluğunu tek başına halledemeyen müvekkil eşinden defalarca geri dönmesini istese de davalı tarafça bu istekler dikkate alınmamıştır. Davalı ayda bir kez müvekkil ve çocukları ziyaret etmek suretiyle iki sene Samsun’da yaşamıştır.

4-Davalı 2018 yılında Ankara’ya geldiğinde ise oturdukları evi ve arabalarını satacağını ve Ankara’da araba alım satımı işiyle ilgileneceğini söyleyerek evi satmıştır.

5-Davalı ofis olarak arkadaşının işyeri olan ……….Teknik Servisini kullanmaktadır. İşyerindeki bir kişide Covid-19 testinin pozitif çıktığından bahisle davalının annesinin boş olan evinde 4 hafta kalmıştır. Eşinin “4 hafta önlem diye kimse boş evde kalmaz. Evimize geri dön” ikazlarına rağmen eve dönmemiştir. En son eşinin tek başına kaldığı  eve giden müvekkil evde halı yıkayıcısından yeni alınmış ve davalı tarafça eve girdiği zaman serilmiş  halılarda; boyalı, uzun kadın saç telleri ve bira şişeleri bulmuştur.

6-Müvekkil Instagram’da  “……………..” isimli eşinin fotoğrafı ve bilgilerinin olduğu bir hesapla karşılaşmıştır. Bu hesabı eşine gösterdiğinde “Bana ait değil. Biri fotoğrafımı kullanıp sahte hesap açmıştır, istersen bütün şifrelerimi yaz bu hesaba”  demiştir.

7-Müvekkil hesaba şifreleri girdiğinde sistemden bu hesabın *********55 numaralı hesaba ait olduğu bildirimini almıştır. Yani hesap, sonu 55 rakamlarıyla biten bir telefon numarasına aittir.

8-Müvekkil evdeki eski belgeleri karıştırırken üzerinde …………………. numarası yazan teknik servis ön kayıt formu bulmuştur. Bu form eşinin telefon arızası için gittiği ………………….tarafından düzenlenmiş ve üzerinde  eşinin imzası bulunan ikinci bir iletişim numarası olarak da ……………… numarasının verildiği bir kayıt formudur.

9-Numaranın son hanesinin 55 olmasından şüphelenen müvekkil numarayı kaydedip whatsapp profil fotoğrafına baktığında eşinin fotoğrafını görmüştür. Numarayı gizli numaradan aradığında ise telefonda eşinin sesini duymuştur.

10-Müvekkil şüphelendiği bu durumları davalıya söylediğinde davalı “Böyle bir numara kullanmadığını, birisinin kendi fotoğrafını dolandırıcılık için kullandığını ve savcılığa şikayet başvurusunda bulunacağını” söylemiştir.

11-Müvekkil ve davalının bu konuşmayı yaptığı gece black_eagle_006 isimli instagram hesabından ve ……………. numarasına ait whatsapp profilinden davalı eşin fotoğrafları kaldırılmıştır. Ardından tartışma konusu olan ………………. numaradan “Beni aramışsınız, ben evli barklı adamım beni rahatsız etmeyin” şeklinde mesajlar gelmiştir. Müvekkil  ……………..  numarasını  kendi numarasını gizleyerek aramıştır. Kendi numarasının karşıda gözükmemesine rağmen bu numaradan mesaj alınca müvekkilin şüpheleri artmıştır.

12-Davalı bu numara ve sahte hesaba ilişkin savcılığa şikayette bulunduğunu söylemiştir.Eğer böyle bir şikayet başvurusu yapılmış ise bu şikayete ilişkin sonuç hadiseyi aydınlatmaya yardımcı olacaktır.

13-Davalı ile müvekkil sürekli tartışır olmuş müvekkil “Sen şizofrensin, midemi bulandırıyorsun. Kardeşin bir daha bu semte gelmesin. Onu maaf ederim.” şeklinde hakaret ve tehditlerde bulunmuştur. Çocuklar evdeki bu huzursuz ortamdan endişe etmekte ve babalarının agresif tutumlarında ötürü babalarından korkmaktadırlar.

14-Görüldüğü üzere davalı, müvekkilin şüphelenmekte haklı olduğu durumlara bir açıklık getirememiş, güven duygusunu zedelemiş, evlilik boyunca evliliğin gerekliliklerini yerine getirmemiş ve evlilik birliği temelden sarsılmıştır.

15-Davalının 2012 yılındaki ilk aldatma olayında müvekkilimde strese bağlı baş gösteren kistler tekrar zuhur etmeye başlamıştır. Müvekkilin vücudunda strese bağlı olarak baş gösteren kistler sağlığını tehlikeye atmaktadır Müvekkilimiz var olan evlilik süresi boyunca maddi ve manevi anlamda yıpranmıştır.  Hal böyle olunca evliliğin sonlandırılması gereği hasıl olmuştur.

16-Davacı çalışmıyor olup adli yardım merkezine yoksulluğunu bildirir belgelerle birlikte başvuruda bulunarak başvurusu kabul edilmiştir. Davacının mahkeme masraflarını karşılayabilecek maddi durumu bulunmamaktadır. Dilekçemiz ekinde yoksulluğunu bildirir belgeleri mahkemenize sunuyoruz.

HUKUKİ SEBEPLER           :Türk Medeni Kanunu ve sair ilgili mevzuat.

DELİLLER:

1-Tanık beyanları

2-Teknik servis ön kayıt formu,

3-Instagram ve whatsapp hesabı ekran görüntüsü

4-Whatsapp mesaj ekran görüntüleri

5-Fotoğraf

6-Hastane raporları

7-Bilirkişi raporu, her  türlü yasal ve takdiri delil

SONUÇ VE İSTEM               : Yukarıda arz ettiğimiz nedenlerden dolayı davamızın kabulüyle;

1-Tarafların boşanmalarına

2-Anlaşmazlığa yol açan ……………… numarasına ait gsm operatörüne müzekkere yazılarak numaraya ilişkin var olan kayıtların mahkemeye celbine

3-Müşterek çocuklar ……………………velayetinin anne Şehnaz’a verilmesine

4-Müşterek çocuklar için ayrı ayrı 500 TL(Toplamda 1500 TL), müvekkilim davacı için 500 TL tedbir nafakası verilmesini; tedbir nafakalarının dava sonunda iştirak ve yoksulluk nafakalarına çevrilmesine

5-50.000TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine

6-Adli müzaheret talebimizin kabulüne karar verilerek adli  yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.

Davacı Vekili

Ekler:

1-Vekaletname

2-Teknik servis ön kayıt formu

3-Instagram ve whatsapp hesabı ekran  görüntüsü

4-Whatsapp mesaj ekran görüntüleri

5-Evdeki saç tellerine ilişkin fotoğraf

6-Hastane raporları

7-Adli yardım başvuru belgeleri

Boşanma Dava Dilekçesi 8

ADANA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE

DAVACI        :

VEKİLLERİ     :

DAVALI         :

DAVA: Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesi doğrultusunda EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI nedeniyle boşanma davasına ilişkindir.

AÇIKLAMALAR

1-)Taraflar 19.08.1988 tarihinde evlenmiş olup ergin olmayan müşterek çocukları bulunmamaktadır.

2-)Davalı ile müvekkilimizin karı koca ilişkisi 2004 yılında tamamen sona ermiştir. Müvekkilimiz her ne kadar davalı eşine yaklaşmaya, sıcak davranmaya çalışsa da davalı, müvekkilimizi kocası gibi görmeyip hep kendinden uzaklaştırmaya çalışmıştır. Bir süre sonra da müvekkilimizi küçük görüp aşağılamaya başlamıştır. Öyle ki, gelinen aşamada davalının müvekkilimiz ile tek iletişimi ya hakaretler ve azarlama ya da müvekkilimizin maaşını elinden almak yönünde olmuştur.

3-) Somutlaştırmak gerekirse; müvekkilimiz ocağa çay koymak istediğinde, ocağın çakmağının çakmaması ve müvekkilimizin ocağı yakmayı başaramaması üzerine, davalı ocağın başına gelip müvekkilimizin ocak yakmaya çalışma hareketini taklit ederek , “SEN GERİZEKALI MISIN, BİR OCAĞI YAKAMIYORSUN!” demiştir.

4-)Başka bir sefer, davalı, buzdolabının kapağını açmış içinden bir şey alırken, müvekkilimiz geçmek üzere kapağı biraz daha açmıştır. Bunun üzerine davalı, müvekkilimize “SALAK, BUZDOLABININ KAPAĞI O KADAR AÇILIR MI!” diyerek müvekkilimizi rencide etmiştir.

5-)Davalı, sürekli huzursuzluk, kavga çıkaran, uyumsuz, öfkeli bir karaktere sahiptir. Öyle ki çıkardığı bu tartışmalar esnasında, MÜVEKKİLİMİZE İKİ KEZ BIÇAK ÇEKMİŞ ve“SENİ ÖLDÜRÜRÜM” DİYE MÜVEKKİLİMİZİ TEHDİT ETMİŞTİR. Müvekkilimiz çok korkmuştur.

6-)Öte yandan davalı, müvekkilimiz ile para pul mevzu dışında hemen hiç iletişim kurmamakta, kurduğu iletişim kavgadan ve hakaretten ibaret olmakta, müvekkilimiz ile ekseriyetle parmak sallayarak konuşmaktadır. Davalı müvekkilimize ekonomik şiddet de uygulamaktadır. Müvekkilimiz zaten yıllardır kazandığı parayı hanesinin geçimine harcadığı gibi, son bir yıldır tamamen davalı eşinin eline teslim eder olmuş, müvekkil kendine içinden sembolik harçlık alabilmiştir. ÖYLE Kİ 2019 YAZINDA KASTOMONU’DA İKEN MÜVEKKİLİMİZ BAYRAM İKRAMİYESİ OLAN 1.000-TL’SİNİ ÇEKMİŞ; 900-TL’SİNİ DAVALI EŞİNE GÖTÜRÜP TESLİM ETMİŞTİR. PARANIN 900-TL OLDUĞUNU GÖREN DAVALI EŞ, BU NİYE 1000-TL DEĞİL DİYEREK PARAYI FIRLATIP ATMIŞ VE KAVGA ÇIKARMIŞTIR. MÜVEKKİLİMİZ EKONOMİK AÇIDAN DA DAVALI TARAFINDAN CİDDİ BİR ŞİDDETE UĞRAMAKTADIR.

7-)Diğer taraftan dilekçemizin başında da ifade ettiğimiz üzere taraflar arasında karı koca ilişkisi de sona ermiştir. Müvekkilimiz davalıya sevgi göstermek istese de DAVALI, MÜVEKKİLİMİZ İLE ROMANTİK VE CİNSEL BİRLİKTELİĞİ REDDETMEKTEDİR.

😎Özetle davalının, uyumsuz, kavgacı kişiliği nedeniyle müvekkilimiz her gününü diken üstünde geçirmekte ve huzurlu bir yuva kavramından çok uzak yaşamaktadır. Davalı, müvekkilimize para getirdiği sürece varlığına tahammül ettiğini hissettirmektedir.

9-)Yukarıda anlatılan sebepler davalının evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini açıkça göstermekte olup taraflar için evlilik birlikteliğinden beklenen fayda ortadan kalkmıştır. Boşanmanın temini için işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olmuştur.

H. DELİLLER :Nüfus kaydı, sair resmi kurum evrakı, tanık beyanları (isimleri bildirilecektir), gerekirse yemin dâhil her türlü yasal delil.

SONUÇ VE İSTEK: Yukarıda açıkladığımız ve Sayın Mahkeme tarafından re’sen göz önüne alınacak sebep ve gerekçelere istinaden; Davalı aleyhine açtığımız boşanma davasının KABULÜ İLE, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesi doğrultusunda EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımızın ile sair haklarımızın saklı tutulmasına, Masraf ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini vekil edenimiz adına saygılarımızla arz ve talep ederiz.

DAVACI VEKİLLERİ

EKİ:    Vekâletname örn.

Çekişmeli Boşanma Dava Dilekçesi 9

ADANA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE

TEDBİR NAFAKASI TALEPLİDİR.

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

KONU: Şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına ve Medeni Kanunun ilgili maddesi muvacehesinde boşanma davasının kabulü ile aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına ve  … velayetlerinin davacı anneye verilmesine, yargılama süresince ise aylık  … tedbir nafakasına karar verilmesi ve geçici velayetin davacı anneye verilmesine, mal paylaşımına ilişkin her türlü dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile karar verilmesi taleplerimiz havidir.

AÇIKLAMALAR

Davacı ………. tarihinde evlenmiş olup bu evlilikten ………… doğumlu olmak üzere 3 adet müşterek çocukları bulunmaktadır.

1-TARAFLARIN SOSYO EKONOMİK DURUMLARI:

Davalı taraf serbest meslek erbabı olup ……. vb. işi yapmaktadır. Bununla birlikte kendi adına kayıtlı 1 adet aracı mevcuttur. Müvekkil ise davalının tutum ve davranışları sebebiyle çalışmak zorunda kalmış ve müşterek çocukların giderleri ve evin kirası ve faturaları ile evin günlük masraflarını karşılamak üzere asgari ücret ile çalışmaya başlamıştır.  3 müşterek çocuktan 1i 18 yaşını doldurmuş olmakla 18 yaşından küçük 2 çocuk için (çocukların, eğitim, barınma ve sair giderlerine katkı sağlamak için ) yargılama süresince geçici velayetin müvekkilde kalmasına ve  aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine ve dava sonunda müşterek çocuklar için aylık 500’er TL den toplam 1.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamı ile Velayetlerinin davacı anneye verilmesine hükmedilmesini  talep etme zaruretimiz hasıl olmuştur. Müvekkil asgari ücret ile çalışmakta olup bu maaşı ile biri 18 yaşından büyük olan toplamda 3 çocuğuna bakmakta ve evin temel ihtiyaçlarını gidermeye çalışmaktadır. Evleri kira olmakla aylık 900 TL de ev kirası ödenmektedir. Günümüz koşullarında asgari ücret ile 4-5 kişilik bir ailenin geçimi mahkemenin de takdir edeceği üzere oldukça zordur. 

2- Evlilik süresince eşine sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet uygulayan davalı son dönemlerde bu şiddetin dozunu iyice artırmış ve çekilmez hale gelen evlilik hayatını devam ettirmek müvekkilim adına artık mümkün olmaktan çıkmıştır. Bu sebeplerle boşanma hususu gündeme gelmiş

3-DAVALI MÜVEKKİLE DUYGUSAL ŞİDDET UYGULAMAKTA SÜREKLİ  HAKARET ETMEK SURETİYLE PSİKOLOJİK VE DUYGUSAL OLARAK MÜVEKKİLE TELAFİSİ İMKANSIZ ZARARLAR VERMEKTEDİR.

Davalının uyguladığı şiddet gündelik hayatın bir parçası haline gelmiş olup bu hakaretlerini normal bir evlilik hayatında olağan karşılanacak karı-koca tartışması boyutunu çoktan aşmış hem apartman komşularınca hem de tüm aile bireylerince her an şahit olunabilecek olağan bir hale getirmiştir.

2017 yılında (müvekkil tam tarihini hatırlamamakta olup adli sabıka kaydı sorgusundan bu husus ortaya çıkacaktır)  davalının müvekkile uyguladığı şiddet neticesinde olay kolluk kuvvetlerine intikal etmiş davalı cezai soruşturma geçirmiş ve adli para cezası ile cezalandırılmıştır. 

Davalının müvekkile ve ailesine karşı ilgisiz ve sorumsuz davranışlar gösterdiği, müvekkile hiç bir sevgi ve saygı göstermediği gibi sürekli şiddet ve hakarete eğiliminin artarak devam etmesi neticesinde müvekkil çaresiz kalmıştır.

Müvekkil bunların üzerine dayanacak gücü kalmadığından bir uzmandan destek almak için ……….. başvurmuştur. Bu husus ilgili hastane kayıtlarının celbi ile de ortaya çıkacaktır.

4-DAVALININ ALKOL PROBLEMİ BULUNMAKTA OLUP ALKOL ALDIĞI ZAMANLARDA UYGULADIĞI FİZİKSEL ŞİDDETİN BOYUTLARI MÜVEKKİL İÇİN MÜŞTEREK HAYATI ÇEKİLMEZ HALE GETİRMEKTEDİR. DAVALININ YAŞATTIĞI FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK ŞİDDET DAHİ TEK BAŞINA BOŞANMA KARARI VERİLMESİNE YETERLİDİR.

Davalı sürekli alkol almakta olup alkol aldığı zamanlarda ise kişiliği tamamen değişmekte ve müvekkile fiziksel ve duygusal şiddet uygulamaktadır. İçki içildikten sonra saldırgan tutum sergilemek, sürekli alkol kullanımı ve sosyal içicilik üstünde alkol tüketmek TMK 166/1 gereği boşanma sebebidir. Davalı alkol için harcadığı parayı müşterek çocukların veyahut evin ortak giderlerine harcamamakta olup 2000 doğumlu müşterek çocuklardan Ebru Karadağ bu sebeple çalışmaya başlamak zorunda kalmıştır.

Ayrıca davalının aşırı alkol kullanımı ile birlikte alkollü araç kullandığı da tespit edilmiş ve davalının ehliyetine de alkollü araç kullanma sebebiyle el konulmuştur.

Yargıtay yerleşik kararları gereğince de alkol kullanımı, şiddet eğilimini de artırdığı ve bu sebeple müşterek yaşamın çekilmez hale gelmesi sebebiyle boşanmaya karar verilmesi gerektiği izahtan varestedir.

Yargıtay 2. HD. 05.04.2004 tarih 2004/3075E, 2004/4274K ;

“Yapılan soruşturmada toplanan delillerle davalı kocanın sürekli alkol aldığı ve alkolün etkisiyle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.”

5- MÜVEKKİL FİZİKSEL ŞİDDET MAĞDURUDUR.  BU HUSUS DAVALI ALEYHİNDE VERİLMİŞ OLAN 6284 SAYILI KORUMA KARARI İLE DE SABİTTİR.

Müvekkil muhtelif tarihlerde ve defalarca fiziksel şiddete uğramıştır. Gerek müşterek çocukların varlığı gerekse toplum baskısı sebebiyle hiç bir zaman bu mağduriyetini dışarı yansıtmak istememiştir.

Şiddeti Önleme Çalışmalar amacıyla ivedilikle tarafımızca Uzaklaştırma Kararı alınması için başvuru yapılmış ve 19.12.2019 tarihinde  İstanbul 15. Aile Mahkemesi’nin 2019/527 D İş. Sayılı dosyası ile davalı hakkında 1 ay süre ile 6284 Sayılı Kanuna Göre Koruma Kararı çıkartılmıştır.

Yargıtay Üyesi Sn. Ömer Uğur Gençcan’ın “Boşanma Hukuku” isimli kitabı syf. 289 da belirttiği üzere

” Alınan koruma kararı da dövmeye kanıt oluşturmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.”

Yukarıda arz ve izah edilen ve re ‘sen nazara alınacak nedenlerle mal paylaşımına ilişkin her türlü dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etme zaruretimiz hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER: HMK, Medeni kanun ve ilgili mevzuat hükümleri.

HUKUKİ DELİLLER:

Karşı tarafın sunacağı delillere mukabil delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydı;

Tarafların sosyo-ekonomik durum araştırması

6284 Sayılı Kanun

Nüfus kayıtları

Tanık beyanları (Tanık listesi ayrıca bildirilecektir)

Tarafların Adli Sicil Kayıtları

Bilirkişi İncelemesi

Davalının Ehliyetine el konulduğuna ilişkin trafik bilgisi (celp edilecektir.)

Davacının sağlık kayıtları (Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinden celp edilecektir.)

Keşif ve sair her türlü yasla delil.

NETİCE-İ TALEP:

Yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen nazara alınacak nedenlerle, mal paylaşımına ilişkin her türlü dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla tarafların;

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına,

Davacı müvekkilime müşterek çocuklar …………… için yargılama süresince tedbiren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası verilmesine bu nafakanın dava sonunda iştirak nafakası olarak devamına,

Müşterek çocukların velayetlerinin dava süresince geçici olarak davacı anneye verilmesi ile dava sonunda……………. İçin VELAYETİN DAVACIYA verilmesine,   masraf ve ücreti vekâletin karşı  taraftan tahmiline karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. 

Davacı Vekili

Boşanma Dava Dilekçesi 10

ADANA AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

TMK Md 169 göre; Acilen Tedbir Talebimiz vardır.

DAVACI:

VEKİLLERİ:

DAVALI:

D. KONUSU: BOŞANMA

OLAYLAR:

1-Davacı müvekkilimiz: A. B ile Davalı, C. D 24.04.1994 tarihinde evlenmişler Bu evlilikten: F.E. (TC. Kimlik NO: ………………….. ) isimli üniversite mezunu 23 yaşında evlatları bulunmaktadır.

2-Davacı kocanın, Davacı eşine; sürekli hakaret eden, küçük düşüren söz ve davranışları, Ailesi ile görüşmemesi, Parayı çok sevmesi, Her gün alkol alması, 5-6 yıldır ayrı odalarda ve ayrı yataklarda yatması, müşterek hiçbir paylaşımda bulunmaması, özellikle başka bir kadın ile ilişkiye girip, ondan bir kız çocuğunun olması ve sadakatsizliği gibi, birçok nedenle, Evlilik birliğini çekilmez hale getirmiş ve tam kusurlu olarak iş bu boşanma davasının açılmasına sebebiyet vermiştir. Şöyle ki;

2-01;Davalı koca ile müvekkilimiz 5-6 yıldır ayrı odalarda ve ayrı yataklarda yatmışlar ve cinsel ilişki kurmamışlardır. Davacı müvekkilimiz bunun nedenini davalı kocasına sorduğu zaman “kaç yaşına geldin, utanmıyor musun…” diyerek ters cevaplar vermiştir. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-02; Davalı koca; karısına; “Defol ananın evine git…. sen beslemesin… Ananın Ankara’daki evine gitsene” diye sürekli hakaret etmiştir. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-03;Davalı koca ile eşi müvekkilimin maalesef müşterek hayatın paylaşımı sayılabilecek hiç bir şeyleri olmamıştır. Mesela; birlikte alış verişe gitmemişlerdir. Karşılıklı bir kahve bile içmemişlerdir. Hiç tatile gitmemişlerdir. Oturup sohbet edip bir paylaşımda bulunmamışlardır.

Davalı kocada, davacı eşinin telefonu kayıtlı değildir. Whatsapp’tan 1 yıl önce engellemiştir. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-04;Davacı müvekkilimiz davalı kocasına “biraz gezelim mi?” dediği zaman “sen benim köpeğim misin de seni gezdireceğim” diye cevap vermektedir… Bu bakımdan tam kusurludur.

2-05; Davalı koca; davacı müvekkilimizin ailesine çok ağır küfürler etmektedir. “siz beni eleştiremezsiniz hesap soramazsınız” demektedir. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-06;Davalı koca banyo yapıp duşun içini kirlettiğinde, Davacı eşi “bu şekilde yapma” dediği zaman “Eşe……. gibi temizleyeceksin” diyerek terslemektedir. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-07;Bu sene yeğenlerinin düğünün de davacı, eşini dansa kaldırmamış, uzaktan bir akrabasını dansa kaldırmış nispet yapar gibi dans etmiştir. Bu durum davacı müvekkilimiz eşini çok üzmüş ve çok ağırına gitmiştir. Bu durum kadınca bir kıskançlık değil, insan yerine konmadığını ve değer verilmediğini eşini küçük düşürdüğü oradaki bütün insanlar fark etmişlerdir. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-08;DAVALI KOCA; KENDİSİNİ BEĞENEN NARSİST BİR İNSANDIR. HER ŞEYİ KENDİSİ BİLİR. EN ZEKİ KİŞİ KENDİSİDİR KİMSEYİ BEĞENMEZ. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-09;Davalı koca; Davacı eşine bir gün “Bu günün nasıl geçti” dememiştir. Davacı müvekkilimize sadece dünyaya çocuk getirmek ve büyütmekle görevli bir kimse muamelesi yapmıştır. Bu bakımdan müvekkilimiz çok acılar ve üzüntüler çekmiş tek başına hayatta kalmayı öğrenmiştir. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-10;Davalı koca, davacı eşine “Seni kim ne yapsın… Dönme gibisin. Ne diyorsun Sen….” gibi sürekli küçük düşürücü sözler söylemiştir… Bu bakımdan tam kusurludur.

2-11;Davalı koca; Davacı eşine psikolojik şiddet uygulamıştır. Beğendiği bir kadına gözünü diker bakar, eşinin yanında flört sayılabilecek hareketlerde bulunur, eşine değil, etrafına bakardı. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-12; Davalı koca, hemen hemen her gün alkol almaktadır. Alkol alan kişilerin daha sonraki halleri muhterem mahkemece malumdur. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-13;Davalı koca parayı çok sever cimri sayılabilecek bir durumdadır. Eli çok sıkıdır. Davacı eşine para vermez, özellikle kızdığı zamanlar günlerce para bırakmazdı. Davalı koca eve gelmeyeceği zaman haber bile vermez, davacı eşi sorduğunda “seni ilgilendirmez..” diye ters cevaplar vermiştir. Bu bakımdan tam kusurludur.

2-14; Davacı müvekkilimiz; davalı kocanın, bir başka kadınla ilişki yaşadığı ve Ondan bir kızının olduğu duyumlarını almıştır. Bu konu çok önemlidir. Evlilikte sadakatsizlik konusunu gündeme getirir.( fotoğraf ektedir. )

3- Davalı kocanın, ekonomik ve maddi durumu hakkındaki beyanlarımız

3-01;Davalı koca; C.D…………… Üniversitesi………………. Mühendisliğinden mezundur. Ekonomik ve maddi durumu çok çok iyidir. Davacı müvekkilimizin kanaati, davalı kocasının mal varlığının takriben 50 milyon TL.sı civarında olduğu kanaatindedir. Şöyle ki

3-02;……………….Şehrinde yapı malzemeleri san ve tic. Ltd. Şti’nin sahibidir. Davacının şirketi 2018 yılı itibariyle 1 milyon 508 bin vergi ödemiştir.

3-04; Davacı koca C.D’nin; ileride tapu kayıt bilgilerini sunacağımız çok fazla taşınmazların sahibidir.( kısaca bu taşınmazlar şöyledir: 15 yerde Arsa, Çeşitli iş hanlarında 5 adet dükkân, 3 yerde bağ, 4 ayrı yerde bahçeli ev, 5 ayrı yerde tarla, vb. burada fazla detaya girmiyoruz.

3-05;Bu taşınmazlar TMK’nun evlilikteki edinilmiş mallar rejiminin geçerli olduğu dönemde alınmıştır. TMK’da eşlerin bütün malları edinilmiş mal sayılır kuralı geçerlidir. Aksini iddia eden bunu ispata mecburdur. Esasen bu konuda mal rejiminin tasfiyesi davası da açılmıştır. Bilahare dosya numarasını bildireceğiz.

4-Davacı müvekkilimizin ekonomik ve maddi Durumuna gelince

Davacı müvekkilimiz; 46 yaşında bir ev hanımıdır. Davacı kocasının tam kusurlu söz ve hareketleri nedeniyle, babasının ve annesinin yanına sığınmış bir vaziyettedir. Şu anda hiçbir geliri yoktur.

5- Davacı müvekkilimiz bakımından, Dava sırasında Tedbir, Davadan sonrada Yoksulluk Nafakası Olarak talebimize gelince:

5-01;TMK’nun geçici önler başlıklı 169.cu maddesinde; “Boşanma davası açılınca hâkim; davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ilişkin geçici önlemleri alır” hükmü bulunmaktadır.

5-02;Yargıtay’ın müstakar içtihatlarında da nafaka; eşin, barınması, geçimi, elektrik, su, havagazı, telefon, İnternet, giyim, seyahat kuşam, gezme ve benzeri bütün ihtiyaçlarının evlilik sırasındaki hayatına uygun bir şekilde belirlenmesi gerektiğini bildirmektedir.

5-03;Davacı müvekkilimiz: evlilik içerisinde 50 milyonluk bir serveti olan bir erkeğin ev hanımdır. Yaşam şartları, çevresi bulunduğu ortam icabı aylık dava tarihinden başlamak üzere; Dava sırasında Tedbir davadan sonra da Yoksulluk nafakası olarak aylık 10.000.(on bin )TL.sını, TMK’nun 169.cu maddesine göre acilen bağlanmasını talep ediyoruz.

6- Davacı müvekkilimiz bakımından Maddi ve Manevi taleplerimiz:

6-01;Maddi tazminat talebimiz: Bu itibarla Davacı müvekkilimiz bakımından Maddi Tazminatın şartları doğmuştur. TMK’nun 174/1 fıkrasına göre;”…Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Hükmüne müsteniden, Davalı kocadan 5. milyon (beş milyon ) TL.sı maddi tazminatın alınarak, faizi ile birlikte davacı müvekkilimize ödenmesine karar verilmesini talep ediyoruz.

6-02; Manevi tazminat talebimiz: Davacı müvekkilimiz bakımından Manevi Tazminatın şartları doğmuştur. TMK’nun 174/2 fıkrasına göre;” Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktarda bir para ödenmesini isteyebilir..” hükmüne müsteniden, Davalıdan 5 milyon ( beş milyon ) TL.sı manevi tazminatın alınarak, faizi ile birlikte davalı müvekkilime ödenmesine yolunda karar ittihazına,

7-6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu bakımından koruma talebimiz vardır.

Muhterem Mahkemenizden 6284 sayılı yasanın 5. maddesinde aşağı açıkladığımız hususlar bakımından koruma kararı verilmesini talep ediyoruz. Şöyle ki:

a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.

b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.

d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.

e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.

f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.

g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.

ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.

h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.

8-6284 sayılı ailenin korunması kanunun 5. maddesinin (b) fıkrası uyarınca; Korunan müvekkilimiz: A.B ( T.C. kimlik No:………………) nun halen ikamet ettiği müşterek ikametgâh olan; …………………………………………………………………………/ Ankara adresindeki meskenin davanın kesinleşmesine kadar devam etmek üzere müvekkilimize tahsisine karar verilmesini.

9- Yukarıda açıkladığımız, bütün bu nedenlerle; Davacı ve davalı arasındaki evlilik birliği çekilmez, dayanılmaz hale gelmiş, Evlilik birliği ortadan kalkmıştır. Artık bu evliliğin ne taraflara ne çocuklara ve nede topluma bir faydası kalmıştır. Evlilik birliğini bu hale getiren davalı eş tam kusurludur. Davacı müvekkilimizin bütün gayretlerine rağmen, maalesef olumlu bir sonuç alınamamış ve tek çarenin boşanma olduğu kanaati ile iş bu davamız ikame edilmiştir.

HUKUKİ SEBEBLER: TMK, HMK,6284 SK. Av.K ve ilgili mevzuat.

SUBUT DELİLLER: Aşağıda ayrı bir bölüm halinde açıklanmıştır.

NETİCE VE TALEP: Yukarıda kısaca arz ve izah ettiğimiz bütün nedenler ve Muhterem Mahkemede açıklayacağımız nedenlerle:

1- Davacı müvekkilimiz A.B ile davalı C.D’nin Evlilik birliği ve ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğundan, BOŞANMALARINA karar verilmesini,

2- Davalı kocanın takriben 50 Milyonluk bir mal varlığının bulunması, Sahibi olduğu şirketin önemli oranlarda vergi ödemiş bulunması ve davacı müvekkilimizin böyle bir servetin sahibinin eşi olarak yaşam ve hayat tarzının aynı şartlarda devam edebilmesi de dikkate alınmak suretiyle dava sırasında tedbir, davadan sonra da yoksulluk olarak ödenmek üzere aylık 10.000 (on bin)TL.sının TMK’nun 169. maddesine göre acilen bağlanmasına,

3- Muhterem Mahkemenizden 6284 sayılı yasanın 5. maddesinde aşağıda açıkladığımız hususlar bakımından ACİLEN KORUMA KARARI VERİLMESİNİ.

4- Davacı müvekkilimiz A.B’nin halen oturdu müşterek mesken olan;………………………………………………………………..…/Ankara adresindeki konutun, dava kesinleşinceye kadar devam etmek üzere kendisine tahsisine karar verilmesi talep ediyoruz.

5- Davalı koca adına tapu da kayıtlı görünen taşınmazlara UYAP üzerinden sadece üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından tedbir şerhi konulmasına.

6- TMK’NUN 174/1 fıkrasına göre; Davalı koca C.D’den 5 milyon TL.sı maddi tazminatın faizi ile birlikte alınarak, davacı müvekkilimize ödenmesine karar verilmesini

7- TMK’NUN 174/2 fıkrasına göre; Davalı koca C.D’den 5 milyon TL.sı manevi tazminatın faizi ile birlikte alınarak, davacı müvekkilimize ödenmesine karar verilmesini,

8- Davacı müvekkilim bakımından doğmuş veya doğacak, her türlü kişisel ve edinilmiş mallardan ( Katkı Payı Alacağı, Değer Artış Payı Alacağı, Katılma Alacağı) ve benzerlerinden doğan hak ve alacaklar ile bilumum Cezai ve hukuki talep ve şikâyet haklarının mahfuz tutulmasını talep ediyoruz.

9- Muhakeme masrafları ile ücreti vekâletin de davalıya tahmiline karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederiz.

İş bu davamız bakımından delillerimizin Arz ve ibrazı şöyledir:

1-Aile Nüfus kaydı Uyap üzerinden Mernise göre temin edilecektir.

2-Davacının Ekonomik ve Sosyal durum araştırması,

3-Davalının Ekonomik ve Sosyal durum araştırması,

4-………………….. Ticaret ve Sanayii Odasından…………….. Yapı Malzemeleri Tic. San. Lmt. Şti.nin oda kayıt bilgilerinin celbine.

5-…………………. Ticaret Sicil Müdürlüğünden; ………….Yapı Malzemeleri Tic. San. Lmt. Şti.nin dosyası ile, şirketin ortakları ve hisseleri, Şirketin envanterinde görülen taşınmaz mallar listesi ve sahip olduğu araçlar listesinin celbine

6-…………………. Vergi dairesinden: ………….Yapı Malzemeleri Tic. San. Lmt. Şti.nin 2018 yılı dahil, sonraki vergi beyannamelerinin bir örneğinin celbine

7-Uyapsorgulaması üzerine belirlenen;……………………………………… tapu kayıt bilgilerinin Mahalli Tapu Sicil Müdürlüklerinden celbi ile, uyap üzerinden bu taşınmazlar üzerine üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi bakımından tedbir şerhi konulmasına

8-………………… Tapu Sicil Müdürlüğünden; ………..Yapı Malzemeleri Tic. San. Ltd. Şti. adına kayıtlı taşınamazlar var ise, bu taşınmazların tapu kayıtlarının celbine

9- Davalı C. D ( Kimlik No:……………………………) adına kayıtlı araçlar üzerine uyap üzerinden üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından tedbir şerhi konulmasına

10-Davalı C.D (TC. Kimlik No:…………………….)’nin SGK Davalının Sosyal Güvenlik kurumu bilgilerinin celbine

11-Davalı Koca: C.D’nin Bir başka kadınla olan ilişkisi, sadakatsizliği ile ve o kadından olduğu söylenen çocuğu gösteren resim ( İbraz edeceğiz. )

12- Davalı C.D’nin ( T.C Kiiklik No:…………………………..) banka kayıtları: iş bu bankaları ve şube isimleri bilahare bildireceğiz.

13- Davalı kocanın …………….. yapı malzemeleri Tic. San. Ltd. Şti.’nin Banka kayıtları. Bu bankaları ve şube isimlerini bilahare bildireceğiz.

14-TANIK BEYANLARI: Bilahare adı- adresleri, T.C kimlik No’ları ile hangi konularda tanıklık yapacaklarını bilahare bildireceğiz. Bu tanıklarımız: İş bu davadaki bütün iddialarımızı sübuta erdireceklerdir.

Yeni durumlarda yeni delil ibraz etme hakkımızı mahfuz tutarak yukarıdaki delillerimizi muhterem mahkemenin takdirlerine saygı ile sunarız.

Eki: Onamış vekâletname.

Boşanma Dava Dilekçesi 11 (İlgi Göstermeme, Ailesiyle Sık Görüşme, Bebekle İlgilenmeme, Kayın Tarafından Psikolojik Şiddet)

ADANA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI :

KONU : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanması taleplerimizi ihtiva eder.

AÇIKLAMALAR

Müvekkil ile davalı eş 25.08.2018 tarihinde evlenmiştir. Bu evlilikten 08.08.2019’ da X isimli müşterek çocukları dünyaya gelmiştir. Davalı eşin müvekkil için evlilik birliğini çekilemez hale getiren davranışları nedeniyle iş bu davayı açma mecburiyetimiz doğmuştur.

Şöyle ki;

1) Müvekkil ve davalı eş birbirlerini severek evlenmiş ve müvekkilin iş yerinin Adana’da olması nedeniyle evlendikten sonra Adana’da kiralık bir evde düzenlerini kurup yaşamaya başlamışlardır. Davalı eşin evliliği çekilmez hale getirici davranışları daha evliliğin ilk aylarında başlamış olup bu dönemde dahi müvekkil ile sık sık tartışmalar yaşamışlardır.

2) Hem davalı eşin hem de müvekkilin ebeveynleri Edirne’ de ikamet etmektedirler. Müvekkil iş dolayısıyla ne kadar yoğun çalışsa dahi davalı eş kendi anne ve babasını görmek istediğinden evliliklerinin ilk yılında sık sık Edirne’ye eşinin ailesine birlikte ziyarete gitmişlerdir. Davalı eş ise müvekkilin aksine kayınvalidesi ve kayınpederi için gerekli özveriyi göstermemiş zaman zaman etraftan duyduğu kulaktan dolma şeylerle müvekkile “annen benim hakkımda şöyle şöyle demiş, nasıl bunları söyler” gibi söylemlerde bulunarak aile içerisindeki huzuru kaçırmıştır. Dahası müvekkil işi dışında davalı eşi yeterince gezdirmesine, maddi durumu el verdiğince ailesi için gerekli ihtiyaçları karşılamasına rağmen davalı eş “beni aç bıraktın, gezdirmedin” şeklindeki söylemlerle de müvekkilin çabalarını hiçe sayıp gururunu incitmiştir.

3) Davalı eş 2018’in kasım ayında hamile kalmış, hamilelik döneminde rutin kontroller için Adana’da müvekkilin çalıştığı işyeri dolayısıyla indirimli yararlandığı özel hastane olmasına rağmen davalı eş Edirne’deki X hastanesine gitmek istemiş bu durumda dahi kendi istekleri için gereksiz ısrarda bulunarak müvekkili zor durumda bırakmış ve evlilik içinde çatışmaya sebep olmuştur.

4) Hamilelik döneminde yapılan rutin kontroller sırasında bebekte yarım damak-yarım dudak, kafada kist ve kulakta problemler tespit edilmiştir. Müvekkil bu süreçte davalı eşini tedavi için özel hastanelere ve fakültelere götürmüş, hamilelik dönemindeki bu tedavi oldukça faydalı olmuş, bebekte yalnız yarım damak- yarım dudak problemi kalmıştır. Bu süreçte müvekkil eşine her zaman destek olmuş, ilgisini ve sevgisini eşinden esirgememiş, her zaman üstüne düşen sorumlulukları fazlasıyla yerine getirmiştir.

5) Müvekkil, problemli ve hassas bir hamilelik dönemi geçiren davalı eşini, hamileliği oldukça ilerlediğinden ve daha fazla ilgi gerektiğinden dolayı 2019’un mayıs ayında Edirne’ye davalı eşin ailesinin yanına bırakmış ve işi dolayısıyla kendisi Adana’ya geri dönmek zorunda kalmış ancak her fırsatta, en azından iki haftada bir mutlaka eşinin yanına gitmiştir.

6) 08.08.2019 tarihinde X isimli müşterek çocukları dünyaya gelmiş ancak on gün yoğun bakımda kalmıştır. Doğum sonrasında X’in tedavisi için yapılması gereken tüm kontroller yaptırılmış olup X Hastanesinde iki defa ameliyat ettirilmiştir. Tüm bu süreçte müvekkil baba davalı eşinin ve çocuğunun yanında olmuş, üzerine düşen sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirmiştir.

7) Davalı eş ve ailesi doğum sonrasında Edirne’de kalmaları gerektiği konusunda ısrarcı olmuşlar bunun sonucunda müvekkil de eşinin tecrübesizliği ve çocuğunun hastalığını da düşünerek en azından biraz kendilerini toparlayana kadar davalı eşi ve çocukları X’in Edirne’de kalmalarını onaylamıştır. Bu süreçte müvekkil yine işinden fırsat buldukça en azından her iki haftada bir eşini ve çocuğunu görmek için Edirne’ye gitmiş ve onlar için gerekli tüm ihtiyaçları karşılamıştır. Ancak doğumdan itibaren 7-8 aylık bir süre geçmesine rağmen davalı eş hala Adana’ya dönmemiş, müvekkil bu konuda ısrar ettiğinde ise “annemler burada kalmamı istiyorlar” şeklindeki söylemlerle müvekkili geçiştirmiştir. Bu durum üzerine müvekkil daha fazla eşinden ve çocuğundan uzakta kalmaya dayanamayıp, evliliğini de kurtarmak istediğinden Adana’da geliri de iyi olan işini ve düzenini bırakıp Edirne’ye ailesi ile yaşamak için kayınpederinin evine yerleşmiştir.

8) Müvekkil, Edirne’de yaklaşık bir buçuk ay boyunca işsiz kalmış daha sonra asgari ücret karşılığında BİM’de işe girmiş ancak hem çocuğunun masrafları hem de Adana’da kiraladıkları evi kapatmaması dolayısıyla kira, aidat ve fatura gibi devam eden ödemeler sebebiyle aldığı ücret kendisine yetersiz gelmiştir.

9) Müvekkil kayın pederinin evinde sürekli fazlalık muamelesi görmüş, dışlanmış, sanki kendisi evde yokmuş gibi davranılmış, davalı eş kendi anne ve babasını müvekkilden daha önde tutmuş her zaman onlarla hareket etmiş davacıyı eşi olarak görmemeye başlamıştır. Hatta müşterek çocuk X’in X Hastanesinde ikinci ameliyatı olacağı zaman davalı eş ve ailesi tarafından müvekkili dışlar hareketler aynen devam etmiş olup müvekkilin de oraya gelmesi konusunda hiçbir söylemde bulunmamışlardır Bu durumun ciddi şekilde farkında olan müvekkil işi dolayısıyla da X’in ikinci ameliyatında hastanede bulunamamış ancak hastane ile sürekli iletişimde olup X’in durumu hakkında gerekli bilgileri edinmiş, çocuğunun tedavisi için elinden gelen tüm özveriyi göstermiştir.

10) Tüm bu zorluklara artık katlanamayan müvekkil davalı eşine yaşadığı zorlukları, Adana’da bir düzenlerinin olduğunu ve orada gelirlerinin daha iyi olacağı için daha rahat ve iyi bir yaşamları olacağını bu sebeple Adana’ya dönmelerinin kendileri için daha iyi olacağını anlatarak eşini Adana’ya dönmek konusunda ikna etmeye çalışmış ancak davalı eş “Edirne’de kalmak istiyorum, annemler de böyle istiyor” diyerek müvekkilin bu isteğini görmezden gelmiştir. Bunun üzerine müvekkil evliliği ve ailesi için davalı eşi ile Edirne’de ayrı bir eve taşınmak konusunda anlaşmaya çalışmış hatta Edirne’de bir ev tutmuş ancak davalı eş yine müvekkilin tüm bu çabasını görmezden gelerek müvekkilin yüzüne karşı “senden artık tiksiniyorum, ailem de senden boşanmamı istiyor, siktir git, boşanalım” şeklinde hakaret içerikli cümleler kullanarak müvekkili evden kovmuştur. Buna karşın müvekkil sakin duruşunu hiçbir şekilde bozmayarak eşyalarını toplamış ve kayınpederinin evinden ayrılmıştır.

11) Müvekkil her şeye rağmen davalı eşten olumlu dönüş olur, belki evliliğimi ve ailemi kurtarırım gibi umutlarla bir süre Edirne’de kalmış ancak bu yönde herhangi olumlu bir dönüş olmadığından Adana’ya gitmiştir. Müvekkil iki haftada bir Edirne’ye çocuğunu görmeye gitmekte ve X için gerekli olan ihtiyaçları (para, kıyafet vb.) karşılamaktadır. Ayrıca müvekkil oğlu X için 1 ocak 2021 tarihinde özel sağlık sigortası yaptırmıştır. Tüm bu davranışlarından müvekkilin çocuğuna önem veren, sorumluluk sahibi, ilgili bir baba olduğu açıkça ortadadır.

12) Tüm bu yaşananlar taraflar arasındaki anlaşmazlığın ve geçimsizliğin ani ve fevri hareketler nedeniyle değil artık tarafların evliliği sürdürme konusunda ruh ve isteklerinin kalmadığını ve bu anlaşmazlığın evlilik birliğini temelinden sarsmış olduğu sonucunu göstermektedir. Kaldı ki yukarıda da bahsetmiş olduğum davalı eşin müvekkile karşı “senden artık tiksiniyorum, ailem de senden boşanmamı istiyor, siktir git, boşanalım” şeklindeki ifadeleri ,Yargıtay kararlarından da anlaşıldığı üzere “kadının kocasına karşı saygısızlık ve sadakatsizliğini gösteren sözler sarf etmesi ve ona hakaretlerde bulunması” evlilik birliğini sarsabilecek nitelikte görülen olay ve davranışlardandır.

13) Yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalar ve mahkemenizin resen dikkate alacağı nedenler sonucunda kusursuzluğu kabul edilmesi gereken müvekkilin boşanma talebinin sayın mahkemenizce kabul edilmesinin artık eşler için ortak hayatın çekilmez hale gelmiş olması nedeniyle her iki taraf için de daha yararlı bir sonuç olacağı ortadadır.

14) Müşterek çocuk X’in şu an yaşı ve bahsedilen ilgili rahatsızlıkları nedeniyle velayetinin annesine verilmesinin uygun bir karar olacağını düşünmekle birlikte müvekkil ve oğlu X’in kişisel ilişki kurması konusunda sayın mahkemenizin yapacağı düzenlemede müşterek çocuk X’in müvekkil babada yatılı kalmasında herhangi bir sakınca yaratmayacağı hususunu dikkate almanızı isteriz: Şöyle ki; Müvekkil Adana’da davalı eş ve müşterek çocuk X ise Edirne’de ikamet etmektedir. Müvekkil görüşme günlerinde oğlu X’i annesinden alarak Edirne/Kurtköy’de ikamet eden ailesinin yanına götürerek oğlu ile orada vakit geçirecek olup, X’in gerek bakım, gerekse güvenliğini olumsuz etkileyecek herhangi bir durum oluşmayacaktır.

HUKUKİ SEBEPLER : TMK ve ilgili diğer mevzuatlar.

SONUÇ VE TALEPLER : Yukarıda açıklanan ve mahkemenizin re’sen dikkate alacağı nedenlerle birlikte davada sunulacak delillere istinaden davamızın kabulüne karar verilmesini talep ederiz.

Davacı Vekili

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin