Davalının, davada kendisini temsil yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi zorunludur- Yargıtay Kararı

Davalının, davada kendisini temsil yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi zorunludur

” Dava akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı olarak açılmış, davanın reddine karar verilmiştir. Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir (TMK md 165) Ancak, Türk Medeni Kanununun 165. maddesinin koşullarının bulunup bulunmadığının tespitinden önce, akıl hastası olduğu iddia edilen davalının, davada kendisini temsil yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi zorunludur.

Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (HMK m.ll4/l-d) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (HMK md 115/1) Davada, davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmıştır. Alman raporlar davalı kadının sağlık durumunu ve özellikle vesayet altına alınıp alınamayacağını yeterince ortaya koymaya elverişli değildir. Bu durumda mahkemece öncelikle yapılacak iş; Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56. maddesi uyarınca davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği araştırılması için dosyada mevcut diğer raporlarda eklenmek suretiyle adli Tıp Kurumundan rapor alınması yoluna gidilmesi ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi, ön sorun halledildikten sonra yargılamaya devamla, işin esasına girilerek mevcut ve varsa toplanacak diğer tüm deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesinden ibarettir. Bu yön göz önünde tutulmadan yetersiz raporlara itibar edilip yargılamaya devam olunarak, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunmuştur.” (Y2HD, 10.01.2017, E. 2016/25338, K. 2017/200.)

Kaynak: https://www.yargitay.gov.tr/

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Avukat Saim İncekaş. Adana'da ikamet etmektedir. Kurucu sıfatıyla kendisine ait Adana İncekaş Hukuk - Avukatlık ve Danışmanlık Bürosunda çalışmalarına devam etmektedir. Ceza Hukuku, Medeni-Boşanma-Aile Hukuku, Bilişim Hukuku avukatlığı ana çalışma dallarıdır. Özellikle aile, boşanma, ceza, ticaret ve yabancılar hukuku dallarında pratik ve deneyim sahibidir. Bu alanlarda 5.000'den fazla yazı ve makalesi bulunmaktadır. Epistemofili teşhisi bulunmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir